26 Aralık 2008 Cuma

Ürküttüğün Kurbağaya Değdi Mi?

Yıldırım Demirören'in merakla beklediğimiz toplantısı gerçekleştirildi. Çıkıp ayakkabını atabildin mi dersen atamadım. Biz kim ideallerimiz ya da doğrularımız uğruna hayatımızı, geleceğimizi tehlikeye atmak kim. İyi ki de atmamışım, orada yönetim kurulunun, güvenliğin yanısıra gazeteci ordusundan da dayak yiyebilirdim. Zira Fatih Doğan dışında soru soranların muhabirlik görevlerini yerine getirmek yerine "ben de senin gibi düşünüyorum Sayın Başkan" zihniyetinde olduklarını söylemek mümkün.
Basın toplantısının içeriğine gelince tam bir fiyaskoydu. Attığı taş ürküttüğü kurbağaya değmedi. Herkesin bildiğini herkese anlattı. Telegol gibi bu ülke futboluna milyonlarca kez zarar vermiş bir programın karelerini marifetmiş gibi ekranlara getirdi. Kültür Bakanına İnönü Stadı konusunda eleştirilerde bulundu. "İnönü Stadı Beşiktaş'ın kalbidir bize çıkın diyorlar" diyerek sözüm ona akil adam takıldı. Medyaya çattı. "Yazdıklarınız okunmuyor sanmayın" dedi. Burası bana çok garip geldi. Yazdıklarınız okunmuyor sanmayın demek ne demek ki. Bana mı diyor acaba diye düşündüm. Oğuz Sarvan'a ettiği laflar konusunda özür diledi. Bana yakışmadı dedi. Atıf Keçeci ayağa kalkarak özür dilediği için Yıldırım Demirören'e teşekkür etti. Neye razı olduğumuza bakınca ben utandım. Koskoca Beşiktaş başkanı özür diledi diye sevinelim mi şimdi?

Hiç yorum yok: