30 Kasım 2008 Pazar

F.Bahçe: 2 - 1 : Beşiktaş

Kazan yine tıklım tıklımdı. Bilet sayısı oradaki taraftarın üçte biri kadardı ancak. Herkes birbirine biletiniz var mı diye soruyor ve çoğunlukla olumsuz cevap alıyordu. Birbirlerine sıkı sıkı tembih ediyorlardı karaborsacı görülürse haber verin patlatırız elindeki biletleri alırız deniliyordu. Nitekim etrafta karaborsacı neredeyse yoktu. Bilet fiyatları duyumlara göre 200 YTL'den başlıyordu. Ancak şanslı günüm olması sebebiyle çok daha ucuza kapattım bilet işini. Maçtan bir gece önce Beşiktaş'ta bilet nedeniyle patlak veren olaylar Kazan etrafındaki Beşiktaşlıların konuştuğu konuların başında geliyordu. Çarşı gitgide daha da karışıyor ve sular bir türlü durulmuyor. Tehlike çanları tepelerde yer alanlar için çalıyor artık. Saat 5'te tüm kapılar kapanacak kolpasını yemedi kimse ve 4'te ilk hareket eden gruplardan biriydik. Herkes beşerli şekilde taksilere doluştu ve klasik Kadıköy macerası başladı.Kadıköy'de yolun ortasında taksiden inildi ve yolun karşısındaki tribüne doğru hareket edildi. Nihayet içeri girmeye bir adım kaldı. Bu kez öylesine bir polis araması vardı ki donumuza kadar arandık. Ayakkabılar, mont, atkı ve bereler çıkarıldı. Sanki askerdeki temizlik günleri gibiydi. İlk kez bu kadar sıkı bir aramadan geçtik. Tabii çakmak ve bozuk paraları bu aramadan sağ salim çıkarmamız imkansızdı.
Polis inanılmaz bir güvenlik önlemi almış. Stada gelene dek bir tane Fenerbahçeli görmedik. Sırada beklerken sahte bilet söylentileri aldı başını yürüdü. Özellikle benim gibi karaborsa bilet alanlar arasında efsane geyikler dönmeye başladı. Benim biletimin arkasında Alpella reklamı varken arkadaşlarımın biletlerinin üstünde Ülker reklamları vardı. Karaborsa biletlere kendi reklamını almıştır diye geyikler dönerken artık bir hafta boyunca merakla beklediğimiz maça sorunsuz girdik.

İçeriye erken giren gruplardan biri olunca bize ayrılan tribündeki pankartlara da bir göz atayım istedim. Son zamanların sık rastlanan ismi Hürriyet yine tribündeydi. Gerisi ise figürlerden ibaret. Saraçoğlu deplasmanına gidipte alt katta oturanları bir türlü anlamam. Heralde burayı daha sakin bulan ve bağırmaktan yana olmayan, yaş ortalaması biraz daha yüksek taraftarlar tercih ediyor.

Tribünde üst katın en solunu tercih ettik. Biz tribünleri tıklım tıklım doldurduğumuzda manzara buydu. Fenerbahçe Stadyumu enteresan bir anda doluyor tribünleri. Karşı kale arkasında ise formalı koreografi vardı. Görüldüğü kadar düzgün açılmasa da Cefakar Kanaryaların bu organizasyonları muhteşem yaptığını da söyleyelim.

Beşiktaş'ın kadrosu açıklandığında Gökhan Zan ve Serdar Özkan'ın seçilmesinden yakındık. Yine de inancımız tamdı. Tello'nun yokluğu Bobo, Holosko ve Uğur İnceman'ın olmaması belki anlaşılabilir ama Tello yokken bu isimlerden birini ayağı top yapan isimlerden biri olarak oyuna almasını beklerdik. Maça Burası Beşiktaş ile başladık ama sesimiz pek çıkmadı. Alen gitgide tribünde kan kaybediyor. Özellikler deplasmanda bu işi çevirecek bir isme ihtiyaç var. Bunu sağlayacak, taraaftarı organize edecek isim Emrah olabilir. Bu işi Alen'den sonra en iyi o yapıyor.

Maç başlamadan hemen önce stadyumdan görünüm buydu. Gerçekten güzel şu Saraçoğlu. Taraftar olarak hakkını vermek başka birşey tabii. Sadece koreografi olarak hakkını verdiklerini söylemeden geçemeyeceğim.

Maç başladığında açıkcası çok ümidim yoktu galibiyet adına. Ancak sahadaki Fenerbahçe bu görüşümü değiştirdi. Oyuna hakim olan hep Beşiktaş'tı. Taa ki Cisse atılana kadar. Yediğimiz gollerde çok basit hatalar olduğunu, Selçuk'un golü için çalışılmış- GS'ye de atmıştı aynı şekilde- diyebiliriz belki. Hiç beklemediğimiz yerden vurulduk. Zapo öyle bir top sektirdi ki inanamadık. Güiza'ya da ilaç olduk. Güzel gol attı. Bu goller dışında Beşiktaş muhteşem oynadı. Galibiyeti hakeden kesinlikle Beşiktaş'tı. Maç 1-1 devam ederken gol bulup sayılmayınca Galatasaray maçı gibi olmaz inşallah dedik ama ne hikmetse 2. golü kalemizde gördük. Bu maç kaybedilmiş olsa da mücadele takdire şayandı. Şampiyonluk için umutlar bir nebze olsun azalmadı taraftarda. Zaten bunu son 10 dakika tezahüratlarıyla da herkese gösterdi Beşiktaşlılar. Saraçoğlu sustu bizi dinledi diyeceğim ama youtube yorumu gibi algılanmasın. Mübalağasız 2-1 galip evsahibi takımın taraftarı bizleri dinledi. Züğürt tesellisi tabii. 3 puan onların oldu.

Maç bittiğinde görüntü buydu. Tuvalette yağma vardı. Bu görüntüleri çekip dışarı çıktığımda ise bu kez taraftarların uzun koridorda birbirlerine girdiğini gördük. Uzun süredir tribünü huzursuz eden olaylar artık ayyuka çıkmış durumda. Allah sonumuzu hayır etsin. Efsane tribün yok olabilirbu gidişle.

Maç biteli 1 saat 15 dakika olmuş fakat kapkaranlık Saraçoğlu'nda hapis devam ediyor. İçecek su yok, yemek yok. Tam bir eziyet. Sıkıntıdan tribün tavaf edilirken çekilmiş bir foto. Taraftarlar arasında sık tartışılan birşeydir en çok kim yendi muhabbeti. Uzun süredir Fenerbahçe önümüze geçememişti. Bu sonuçla en çok onlar yendi. Yanarım yanarım da buna yanarım. Uzun yılların geleneği bu gece bitti. Elde ki tek yadigar cesur yürekli bir takım ve taraftar. Maç sonrasında çektiğimiz yürüyüş eziyetini hiç anlatmayacağım. Her maç aynı eziyetin yapılmasını anlayamıyorum. Karşıda oturmuyorum fakat iskeleye kadar zorla hatta vapura kadar zorla bindiriliyoruz. Yok mu bunun başka bir çözümü

Hiç yorum yok: