11 Şubat 2012 Cumartesi

Açık Kalp Ameliyatı


Eskiden  "Aman oğlum bırak, ne üzülüyorsun? Beşiktaş mı kurtaracak seni?" derdi annem. Şimdi ben Beşiktaş'ı kurtarma derdine düşmüşüm. Bırakmak bir kenara, her yenildiğinde daha bir sarılmışım yıllar geçtikçe. İşte o eski ve herkesin derdinin sadece Beşiktaş olduğu dönemlerden bir pankart. Öyle güzel özetlemişler ki Beşiktaşlılığı. Teşhisimiz belli ama bünye tedaviyi kabul etmiyor.

Bloga en son yazdığımızda Carvalhal son dakika golüne sevincinden depara kalkmıştı. O kadar konuşuldu ki herhalde nazar değdi. Adamcağız dört maçtır sevinemiyor. Dolayısıyla biz de. Kayseri'den kaç senedir puan kayıplarıyla dönüyorduk zaten İstanbul'a. Mersin maçı da kızların gözü önünde çığlık çığlığa gitti. Kadıköy'e puan fakirinin ekmeği olan umutla gitmemize rağmen iyi futbol oynayarak kaybettik ve en son Perşembe akşamı Sivas'ta maçın bitmesine yakın yılın golünü yiyerek iki puanı daha kayıplar hanesine ekledik. Ne olduğunu anlamadan ligin normal bölümünün sonuna geliyoruz.  Sonunda da ne olacağını pek anlayan yok. Play-off olayı resmen itibarını kaybeden Türk futbolu için bir aç-kapa (on-off) şeklinde Türk işi çözüm.

Yastığa başımızı koyduğumuzda sadece puan hesabı yapardık küçükken. Bugün hesabı kitabı yapmaya çalışıp da işin içinden çıkamadığımız o kadar çok şey var ki. Bir çırpıda sayılabilecek ve akla gelen dolu hatalar. Kendi kendimize konuşur buluyoruz sonra kendimizi. Deli diyorlar...