15 Mart 2009 Pazar

Beşiktaş:3 - 0:Gençlerbirliği

Tribünler tıklım tıklımdan hallice. Sezonun en kalabalık maçlarından biri. İlk yarı Gençlerbirliği ultra kontrollü. Beşiktaş ürkek çıkışlı. Bol bol yan pas. Derinlemesine pas atacak yürekte ve yetenekte oyuncu eksikliği göze ilk çarpanlar. Bir de stadın üzerinde bir tur atıp kapalı tribünün çatısına girmeye çalışan ve sürekli gözümün takıldığı ara ara beni maçtan kopartan o garip kuş. Sürekli eskiden girip çıktığı kapalı tribünün çatısındaki boşluğa girme çabası... Eski yarıktan içeri giren kuş şimdiki metal çubuğu göremiyor ve 30 saniyede bir aynı denemeyi yapıyor ve başarısız oluyor. Kuş beyinli işte... Bu sırada Beşiktaş ne yapıyor? O da hızlı çıkış yapmaya çalışıyor. Bir türlü beceremiyor. 50 metreyi 15 saniyede alıyor Beşiktaş... Temposuzluk dizboyu. Cisse bir boka yaramaz. Delgado hep dediğimiz gibi keyif adamı. Sürekli aynı tıkanıklık. Sürekli yan topla gol bulma çabası. İnönü'nün çatısına girmeye çalışan kuş gibi, yanlışta ısrar var ilk yarı. İkinci yarı başladığında da kuş yine aynı yere girmek için çeşitli varyetelerde bulundu. Beşiktaş ise değişikliklerle birlikte ilk yarıdaki yanlış oyun anlayışından vazgeçti. Hızlı oyun için Holosko ve Yusuf oyuna dahil olup derinlemesine oynamaya başladılar. Yan top yerine dikine oyunda başarıyı getirdi. Gecenin kaybedeni Cisse, Delgado ve Kuş... Takımın en iyi ismi tartışmasız Sivok. Sivok. Sivok. Yazıyla on, Rakamla 10. Her an her yerde Sivok. Helal olsun...

Hiç yorum yok: