25 Ocak 2012 Çarşamba
Güzel Antrenör Golden Sonra Takıma Koşandır!
24 Ocak 2012 Salı
Biraz Fazla Kaçmış
18 Ocak 2012 Çarşamba
13 Ocak 2012 Cuma
Kara Cuma
12 Ocak 2012 Perşembe
Kaldıracağız Az Kaldı
‘Kaldırılsın diyenler var’
“Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun Kasım ayında aldığı karardan sonra çıkmış yeni bir karar yok. Yani ortada izin yok... Ben o stadın kapasitesinin artırılarak yenilenmesine karşıyım. Stat geçmişte büyütülmüş. Şimdi eğer tekrar eskiye dönecekse, kapasitesi azaltılacaksa, yani küçültülerek yenilenecekse ona tamam derim. İnönü Stadı küçültülsün, butik bir stada dönüştürülsün. Aynı zamanda içinde kültür ve sanat faaliyetlerine ev sahipliği yapacak bölümler yer alsın, o zaman yenilenmesine sözüm olmaz. Sergi salonlarının, galerilerin yer aldığı özel, butik bir proje ile yepyeni, butik bir stadı olsun Beşiktaş’ın. Bakın ben böyle bir yenilenmeye ‘Tamam’ diyorum ama bilin ki, hükümet içinde bazı bakan arkadaşlarım, o stadın oradan tamamen kaldırılmasından yana...”
Fanatik Gazetesi'nden alınmış bir haber.
Butik stat nedir? İlk kez duyuyorum pencerelerinde menekşeler, zakkumlar mı var?
Küçültme işine karşı değilim işin açığı dolmuyor dolmayacak da ama bu stat yenilenirse o alan bir sürü şey için kullanılacak. O yüzden kapasite artsın isteniyor zaten. Yoksa bizim Beşiktaş taraftarı olarak 70.000 kişilik stat hırsımız yok, gerek de yok zaten.
Beşiktaş Stadı tarihin ortasındadır dolayısı ile içinde sergilerin, salonların, galerilerin olması çok güzel olur. Ayrıca Bir yenileme yapılacaksa bu sadece Beşiktaş'ın değil İstanbul'un meselesidir. Oraya Ritz-Carlton zihniyetiyle yeni stat yaparsanız siluetin boku çıkar. Demirören İstiklal Caddesi'nde yaptığı alışveriş merkezinin cephesine nasıl özendiyse dokuyu bozmamak için burada da aynı özen gösterilmelidir.
Bir de sayın bakanın bazı başka bakan arkadaşları da stat yerinden tamamen kalksın diyormuş. Neden? Hangi gerekçe ile? Niyet ne? Amaç ne? Plan ne? Komik komik konuşmayın lütfen. Kimsenin ağzının suyu da akmasın.
Beşiktaş stadı başka yere taşınacaksa eğer hiç yıkılmasın daha iyi. Üstümüze yıkılana kadar ben bu tribünde kalmaya razıyım, yenilenecekse de yerinde yenilensin.
Sayın Demirören sözüm size, başkanlığınız döneminde maddi bir çok sıkıntı yaşanıyor, kulüp borç altında, iyi kötü günler geçirdik, anlaşamadığımız çok konu var ama bunların hepsi aşılır. Fakat bu stat sizin döneminizde başka bir yere taşınırsa, bu kazığı bize sayenizde atarlarsa iki cihanda elim yakanızda, hakkımı da helal etmiyorum.
Tabi sallar mısınız o da ayrı mesele. Tavşan dağ meselesi!
Golden Sonra Tribüne Koşsanıza Ulan!
8 Ocak 2012 Pazar
İştahsız, İsteksiz, Pesimist
Beşiktaş'ın sorunu iştahsızlıktı. İştahlı oynadı diyen çıkar mı bilmem. Çok ama çok iştahsızdı. Rakip yüksek ihtimal çok klişe bir tanımla küçümsendi. A2 düzeyinde çıkacak rakibi kasmadan yenebilecek bir mücadele yeter zannedildi.
Oysa alıştığımız kanatlardan yüklenme yoktu. Sebebi ise Mustafa Pektemek'in artık kendini kanat oyuncusundan çok Beşiktaş'ın forveti olarak hissetmesiydi. Simao'yu yine saymıyorum. Yok oğlu yok. Mustafa Pektemek sol kanata uzayan toplarda en uzak adamdı bazen. Sebebi kendisini sürekli gole yakın hissetmesinde yatıyor. Burada başka bir isim denenirdi diye söylemiyorum. Sadece gözlemlerimi yazıyorum.
Dedik ya Beşiktaş iştahsızdı diye. İştahsızlığın çözümü balık yağı Beşiktaş için balık gol anlamına geliyor. Yani top forvetinizin önünde duracak, sekecek bunu gol yapacaksın. Kanatlardan top gelmedi, Fernandes'in topu atacağı hareketli oyuncu yoktu. Yani maçın başından sonuna kadar balık yağı aradık onu yaratacak şutlar dahi atamadık.
Çok önemli puan kaybı mı? Bence değil. Çok var daha bitime. Play-Off'u var. Derbileri var. Küsen, asan, kesen çok twitter ve bloglarda. Bu takım bu sene bir şekilde bu yarışın içinde olacak. İlk kez bu kadar isteksiz bir takım gördük. Bunun sebebi kesinlikle rakipti.
Bir de Genç Edu için bir önerim var. İki ayak içi vuruşunu izledik. Yani olacak gibi değil. Mümkünse ayağının üstüyle vursun bundan sonra.
Takımın geneline bakınca. Fernandes'in çok değişik bir hastalığa tutulduğunun bilmem farkında mısınız?
Eskişehir ve Ankaragücü maçında Fernandes orta sahada kendi ekseni etrafında dönerken rakiplerinin yanına sokulmasıyla topu bırakması ve hakemi faul çalmaya emr-i vaki bırakması. Eskişehirspor maçında hakemin çaldığı düdüğe anlam verememiştim. Bugün de aynı şeyi yaptı ve rakibin defansı dengesiz yakalamasına neden oldu. Bu ilerleyen haftalarda kalemize gol olarak dönecek hareketlerden biri olacak.
İsmail ve Ekrem Dağ ile beklerin desteğini İsmail'i vasat Ekrem'i kötünün kötüsü kategorisine rahat rahat sokarız. Ekrem bir pozisyonda arka arkaya dört kez kimsenin müdahalesi olmadan düşmeyi becerecek ayakkabı seçimi ya da denge kaybı yaşayabiliyor. İnanılacak gibi değil.
Almeida'nın pesimist suratını değiştirecek bir şey varsa önce kendime sonra kendisine ileteceğim. Var mı çaresi?