18 Eylül 2012 Salı

Beşiktaş'ın Hasta Kalbi: Kapalı


Neredeyse tüm basında "Beşiktaş'ın kalbi boş" manşetleri atıldı bu sabah. Tribünü takip eden herkesin çok iyi bildiği bir durum var ki zaten uzun zamandır bu kalp hasta, atmıyor.

90'lı yılların sonunda hatta 2005 yılına kadar Kapalı'yı izlerken gözlerim dolardı. Burada olmalıyım deyip para biriktirmeye uğraşır, olmadığında yine Açık'ın yolunu tutardım. O zamandan bu zamana tribün çok değişti. Gelip geçen tüm yönetimlerin bir yanında bir karşısında olan, garip bir topluluk haline dönüştüler. Ben de dönem dönem bu grubun içinde oldum. Bir iki sezon Kapalı'da olup sonra yine Açık'a geçiyordum. Son yıllarda Kapalı, yaptığı eylemlerle medyada yer bulmaya çalışan, işin şov kısmını ön tarafa çıkartan, işi gücü desibel olmuş bir grup oldu. Çarşı'yı oluşturan büyük ağabeyler tribünden yavaş yavaş uzaklaşmaya başladı. Afedersiniz ama bacağı b.ktan çıkmamış bebeler sağa sola racon keser oldular. Gruplaşmalar, bedava biletler, farklı çıkarlar ve rant meselesi yüzünden Kapalı'nın eskileri de ya Açık'a gitmekte buldu çareyi ya da maça gelmemekte.

Şimdi bu işin bir de "Açık Tribünler" boyutu var. Kapalı bu davaların, farklı hesapların peşine düşmüşken yıllardır takıma destek veren Açık Tribünler!

"İt kopuk dolu ya orada maç izlenmiyor" laflarıyla, itin g.tüne sokulurlar. Maçta "Kapalı - Kapalı" diye bağırırlar tezahürat yapmak için; sallanmazlar. Karşılık alamayınca yuhalasalar bile yine de Çarşı'yı el üstünde tutar laf söyletmezler. Yağmur çamur her maça gelirler (ki ben Kapalı tribünün kapılarının açıldığı maçta bile, sağanak yağmur olmasına rağmen, o grupların açık tribündeki yerlerinden kalkmadıklarına şahit oldum) gelseler de kıymete binmez. Yönetim kombine fiyatlarında, bilet fiyatlarında hep Kapalı'yı baz alır Açık'takileri dikkate almaz.

Bu liste işte böyle uzar gider...

Gelelim tribün gerçeklerine. İnanmayan gelsin baksın, kendi gözleriyle görsün. Son yıllarda orijinal forma en çok Açık'taki taraftarların üzerinde var, en çok kombineyi de yine Açık taraftarı alıyor. Desteğini kesmeyen, susmayan, bağıran tayfa yine Açık tribünde. Yani destekçi olan, emekçi olan, eziyetin çoğunu çeken, dişinden tırnağından arttırıp maça gelen yine Açık yine Açık.
Ama rahatı bozulunca, bilet bulamayınca Açık'a geçmek zorunda kalan, 'yerlerini Feda ettiler' zırvasıyla basında yer bulan, belki de en az kombine satılan tribün olan yer "Kapalı"!

Kapalı haricindekileri adamdan saymayan, yoklarmış gibi davranan, dün 20.000'e yakın Açık ve Numaralı tribünlerdeki taraftarı görmezden gelen yavşak basına da diyecek bir şey bulamıyorum.

Futbol artık kombine satmadan, taraftar geliri olmadan yürümüyor. Sahanın en güzel yeri maalesef en ucuza da olmuyor. Kapalı'nın bunu anlaması gerek. Herkesin oturduğu koltuğun belli olduğu, kademeli fiyatlandırmanın yapıldığı, makul ölçüde kombine bedelleri olan bir stat yapılmak zorunda. Bu statta bütçemize göre bir bilet alıp takıma destek olmak da bizim görevimiz. Umarım böyle günler göreceğiz. O zaman geldiğinde de kombine bilet almaya ilk koşanlar yine Açık Tribün'ün taraftarları olacak, adım gibi biliyorum.

Hiç yorum yok: