28 Şubat 2009 Cumartesi
Sus Soru Sorma...
27 Şubat 2009 Cuma
Beşiktaş Adama Yatarak Koyar
26 Şubat 2009 Perşembe
Ey Ruh! Geldiysen...
Beşiktaş Bahane Herkes Cukka Peşinde
Şampiyonluk Kemeri Ankaragücü'nde
25 Şubat 2009 Çarşamba
Bu Kez Olsun
24 Şubat 2009 Salı
Fenercell&Aragones&Şampiyonluk
23 Şubat 2009 Pazartesi
Galatasaray'ın Guardiolası Olur Mu?
Galatasaray ani bir kararla Bülent Korkmaz'a yöneldi ve anlaştı. 1 buçuk yıllık anlaşmaya vardıkları Bülent Korkmaz Galatasaray'ın Guardiola arayışıdır... Başarılı olur mu? Bu zamana dek takımları nasıl bir futbol felsefesini sahaya yansıttı derseniz o konuda da net bir bilgim olduğunu söyleyemem ama Bülent Korkmaz Galatasaray'ın özüne dönüşünün sinyalidir. Galatasaray her buhran döneminde içine yönelir ve çoğunlukla da başarılı olur? Bunu o kadar çok gördük ki. Yabancısız oynamalar, Fatih Terim dönemi, yaşlı oyuncuları ağabeylik uğruna kadroda tutarak gelen başarılar... Daha neler neler. Elimizde oynatacağı sistem üzerine bir veri, oynattığı takımlar üzerinden sağlıklı bir argüman olmadığı için nedenlerini, nasıllarını, olurlarını söylemek zor ama ben Bülent Korkmaz'ın Galatasaray'da Galatasaraylılar'ın görmek istediği havayı yakalayacağını düşünüyorum...
22 Şubat 2009 Pazar
Gülleri'n İçinden
21 Şubat 2009 Cumartesi
Siyasilerin Atkıları
Hakkaniyet
20 Şubat 2009 Cuma
Vay vay vay...
Haftanın Tahmini (2)
19 Şubat 2009 Perşembe
Yorum
17 Şubat 2009 Salı
Beşiktaş'ın Eto'osu
En Etkileyici Tribünler Galatasaray'da!
15 Şubat 2009 Pazar
Adaletin Terazisi 1-1 Şaşarken
Selimiye’den Üsküdar’a oradan da Beşiktaş’a… Üsküdar’da motorların oraya doğru yürürken “seni beeeeen değişmem hiçbir şeyeeee, tat vermiyor inaaaaaan, sensiz geçen saniyeeeee” tezahüratını hani şu Nilüfer’in içime işlerken şarkısına uyarlanan bestemizi duydum uzaklardan. Beşiktaşlılar Üsküdar’dan başlamışlar tezahürata diye düşünürken bestenin başındaki “Trabzonum”u duymamışım. Yaklaşık 40 kişilik bir grup Trabzonsporlu grup iskelede bağırıyorlar. Aynı motora bindik Trabzonlu kardeşlerimizle… Marmara Üniversiteli, Gurbetçi Gençler ve bilumum aklı başında Trabzonsporlu. Adamların pislikle işi olmaz belli. Maç izleyecekler, gidecekler... Gider yapmak, Beşiktaş'a sallamak yok. Trabzonlular motorun üstüne çıktılar bizde alta indik. Beşiktaş’a gidene dek tepemizde horon, kolbastı… Ne biliyorlarsa oynadılar gönüllerince. Motorda 10 Beşiktaşlı ya varız ya yokuz. İsteseler bizi karşıya kadar dövebilirler. Dostluk kardeşlik diyoruz:) Yanımda oturan Beşiktaşlılar ellerinde biralarla içe içe geçiyorlar Beşiktaş’a. İçlerinden biri telefonda arkadaşına Trabzonlularla geliyoruz. Bir karşılama hazırlarsınız artık diyip kahkaha atıyor. Ciddiye almıyoruz tabii hiçbirimiz. Motor yanaşmaya yakın çıkıyorum motorun baş tarafına 3-5 Beşiktaşlı velet Kabataş iskelesinde elleri arkalarından bağlı bekliyorlar. En önce ben atlıyorum motordan arkamdan Trabzonlular, Beşiktaşlılar derken bir hurra oluyor. Taşlar sopalar, etraf Beşiktaşlı kaynıyor. Trabzonlulara girişecek halim yok çekiliyorum kenara. Gördüğüm kareler arasında kürek vardı bir Beşiktaşlının elinde Trabzonlulara sallıyor. Benim arkamdan ya iki ya üç Trabzonlu iniyor kafaları gözleri yarılmadan tekrar binmeye çalışıyorlar. Motor biraz uzaklaşıyor iskeleden, bu kez taş yağmuru başlıyor motora. Motordan inmek isteyen Beşiktaşlılar ve Trabzonsporlular Kabataş’a inemeden uzaklaşıyorlar iskeleden. Şöyle bir yuvarlak çizip tekrar yanaşmaya çalışıyor motor. Trabzonlular bir önceki çıkartmada kendilerine atılan taşları atmaya başlıyorlar. Ama daha büyük bir karşılık buluyorlar. Caminin yanındaki taşların hepsi denize fırlatılıyor. Beşiktaşlı sayısı da her saniye daha da artıyor. Motor yanaşmaktan vazgeçiyor ve yan taraftaki şehir hatlarının iskelesine yanaşmaya çalışıyor. Oraya da yetiştiriyor Beşiktaşlılar taşlarını. Yetmiyor o iskeleye doğru koşuyorlar. Bende izlemeye koyuluyorum olayları. Yaklaşık 10 dakika kimse çıkmıyor iskeleden dışarı. Bir ekip otosu bir de ambulans geliyor. Ambulans muhtemelen bir Trabzonluyu alıp hastaneye götürüyor. Beşiktaşlılar da dağılıyor.
14 Şubat 2009 Cumartesi
Irkçılık Bu Olsa Gerek
"Ne tür Yahudi bu?
Bu Yahudi Amsterdam'dan!
Kendi çocuğunu düzer
Danny Blind bu!"
"İşte Ajax treni geliyor Auschwitz'ten"
"Tıssssssssssssssssssssssss" (Gaz sızıntısı sesi)
"Sieg sieg sieg" (Bu sözlere Hitler selamı eşlik ediyormuş)
Antiazizcilik...
13 Şubat 2009 Cuma
Yenilgi
Basketbolda Dolu Tribünler
Fatih Akyel
Haftanın Tahmini
12 Şubat 2009 Perşembe
Deriniz Derin...
11 Şubat 2009 Çarşamba
Atsuto Uchida
10 Şubat 2009 Salı
Budur Abiler...
Şişli'ye İki Yeni Stadyum
9 Şubat 2009 Pazartesi
Ormanlara yazık
Konya Deplasmanı
Gece Taksim'den çıktık yola. Konya'ya vardığımızda saat 11'di önce Mevlana'yı ziyaret ettik ardından etli ekmek... Etli ekmek ve Konya birleşince muhteşem bir yemek yiyeceğiz sanmıştık ama yanıldık. Bildiğin lahmacun bu. İstanbul'da daha güzelini yapıyorlar. Ama Konya çok güzel bir şehir. Tertemiz... Stadyumlarıysa iddia ediyorum Türkiye'nin en kötü stadyumu. Stadyumun tribünlerinde simetri adına hiçbir şey yok. Bizim üstümüz yarı kapalı yanımızdaki rakip tribün tamamen açık. Sanki onlar deplasman takımı. Nalçacılar da fos. Biz seslerini duymadık. Sahadaki Konyaspor ise Serhat Akın ve Giray Bulak ile havasını bulmuş durumda. Çok iyi oynadılar. Özellikle defansta hatasızdılar. Beşiktaş ise bu defansı nasıl açacağını bir türlü bilemedi. İbrahim Üzülmez takımın ne yazık ki en iyisiydi. Biraz da Ernst güzel işler yaptı. Gerisi tatsız tuzsuz... Bobo'nun karşı karşıya kaldığı pozisyon dışında bir heyecan yaşamadık. Dedik ya bu takım gereksiz maçları almayı çok seviyor. Konyaspor karşısındaki Beşiktaş kupa maçlarındaki Beşiktaş değildi. Maçın 85. dakikasından sonra Konya tribünleri "Şampiyonluk adayı aldı babayı" diye bağırınca çok güldük. Maç 0-0 bitince Konya stadında Konyalım yürü şarkısı çalar diyorduk yanılmadık. Yanıbaşımızdan tel örgülerin ardından evinin yolunu tutan Konyalılar elleriyle 5 işareti yapıyorlardı. Bunu da anlayamadım:) ve çok sayıda Fenerbahçe formalı arkadaşımız Konya tribünlerinde boy gösteriyorlardı. Biz de Konya kümeye diye bağırdık. Onlarda Şampiyon Trabzon diye bağırdılar. Saha içinden yazacak birşey bulamadım. Sıkıldık izlerken işte. Teptiğimiz yola çektiğimiz eziyete değmez.
7 Şubat 2009 Cumartesi
Boğaz'da Yoğun Haftasonu
Bu da aynı gün Çengelköylülere bir başka çağrı. Ama ben burada gönül koyuyorum çocukluğumun geçtiği mor menekşelerden, Gebzespor'dan yana kalbim. Gebzespor'un Mekansızlar'ı gelir mi? Konya'da olamazsam bu maçta olacağım...