Beşiktaş'ın önemli maçlarda tıka basa dolmasının ardından hafta içine denk gelen bir lig maçına aynı ilgi olmayacaktı burası belli. Zaten benim için böyle zamanlar annemin çocukken yaptığı günden sonra misafirlerin gitmesi ve evdeki kısırın, pastaların çöreklerin bize kalması gibi.
Şimdi 33.000 kişi bir önceki maça geldiyse ve şimdiki maça 10.000 kişi ancak geliyorsa aradaki 23.000 kişinin hepsinin maddi durumunun kötü olduğunu, bilet alamayacaklarını düşünemem. Maalesef taraftarımızın büyük kısmı takıma sırtını dönmüş durumda. İlgisizler ve takip etmiyorlar. O yüzden sosyal medyada "aman bize de 50.000 kişilik stat olsun Beşiktaş'ımıza o yakışır" sallamalarını bir kenara bıraksınlar. Bize yakışan neyse bu takıma gönül verenler önce onu yapsın da sonrasında rakamlar konuşulur. Ayrıca şahsi görüşüm 25.000 yeterli, 25.001 değil!
Gerçi ben bu durumdan rahatsız değilim asıl tam tersine böyle maçları daha çok seviyorum. Tatilcilerin gitmesinden sonra Bodrum nasılsa dün öyleydi tribün. Biz bizeydik.
Sohbet ettik, kulübü kurtardık, memleketi kurtardık. Gollerde sarıldık kucaklaştık.
Saf aşıklar gibiyiz, bizi mutlu edecek hiçbir şey yok bu ilişkide belki verdiği zarardan başka ama orada olmayı seviyoruz işte. Zaten Beşiktaşlı'nın tek sevme yolu budur.
Reddine aşk!
Ricardo maalesef bir golle gönlümüzü kazanamazsın ama yine de ayağına sağlık.
Fernandes sana diyecek sözüm yok. Nasıl oldu da seni izleme şansını yakaladık, sen bu takıma nasıl geldin anlamak mümkün değil.
İyi ki varsın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder