Stada girdik. Futbolcular ısınıyor. Kutu isteyen gider hiç fark etmez bu alemde Çarşı diyor. Ortalıkta iki grubunda lider dediği isimler yok. Derken bir anda Amigo musun kebapçı mısın gürültüsüyle Alen giriyor tribünler galeyana geliyor böyle bir tezahürat olamaz adeta yıkılıyor. 9 aydır yok amigo tribünde ilk maçı bu... Olacak o kadar. Hemen Alen sahaya 3'lü çektir kartala... O da kırmıyor. Maçın başlamasına 5 dakika var ama daha kimseler sete çıkmış değil. Set kutunun önündeki demir parçası ama çok önemli. A takımı halen piyasada yok. O sırada bir polis setteki kalabalığı indiriyor. Tribün galeyanda tabii. Birşeyler anlatıyor benim olduğum yere 5-10 metre ama anlamak mümkün değil dediklerini. Derken Çarşı'nın meşhur anarşi işaretli pankartı polislerin eline geçiyor bezi elli kere dolayıp alıyorlar ve götürüyorlar.
Ne oluyorsa bu dakikadan sonra oluyor. Bir Alen çıkıyor sete bir de sima olarak tanıdığım ama adını bilmediğim biri çıkıyor. Alen çıkıyor kutu coşuyor diğeri çıkınca büyük bir sessizlik. İnanılır gibi değil. Bu sırada alt kat olayları izliyor. O an kapalı üst kattaki o demir parçası İstanbul'un en pahalı metrekaresi oluyor. Para versen alamazsın, canını koyman gerek yani o derece. Öyle bir itişme ve çekişme. Polislerin tribünde oluşu olayları yumruğa götürmüyor. Son olarak bu mücadeleyi Alen kazanıyor. Bu mücadele esnasında yanımda sağımda solumda herkes tetikte. Çıktı çıkacak, büyük olay çıkacak diyorlar. Hiçbiri olmuyor. Alen çıkıyor sete çıktığı yerden aşağı Çarşı anarşi işaretli pankart sarkıtılıyor. Bu kez alt katta coşuyor üst katta. Bu anlattığım olaylar en fazla 5 dakika sürüyor. A takımını tribünde destekleyenlerin sayısı çok az gibi geldi bana. Bir ara alt kattan maçın sonlarına doğru tribünde siyaset istemiyoruz tezahüratı geldi. Bunun sebebi çarşı pankartıydı heralde. Bunun dışında gündoğdu da söylendi, yumruklarda kalktı, bu alemde çarşı da dendi. Yapılmayacak denilen herşey yapıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder