1890 yılında İzmir Ligi yabancı takımlar ligiymiş adeta. Panianios, Apollon, Pelops, Evangalis, Midilli, Karavokiri, İskoş, Garibaldi. Futbol maçları kıran kırana geçermiş. Başpapaz HrisostomosHer maça gelip rahiplerle tribünlerden ilahiler okurmuş. Rum Evangelidis Okulu’nun bando takımı maçlar boyunca durmadan çalarmış. Türkler ise İzmir’de Ermeni Melikyan sayesinde bir futbol takımı kurmuşlar. Bu takımın ismi “İzmir Sultanisi Futbol Takımı”. İzmir’deki ilk Türk kulübüyse “Karşıyaka Gençlerbirliği”. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin İzmir il binasında doğmuş. 1912 yılında kurulması bir rastlantı değilmiş. Balkan Savaşı bitip Rumlar yavaş yavaş İzmir’i terk edince Türkler Rum takımlarının boşluğunu doldurmuşlar. Kısa bir süre sonra bu kez Hilal kulübü kurulmuş. Bu kulübün renkleri siyah beyaz sonrasında bildiğimiz Altay adını almış. Altay kulübünün kurucuları arasında Nejad Evliyazade varmış. 1905 yılından bu yana futbol oynuyormuş Nejad ama baskıcı II. Abdülhamid yüzünden futbol hayatını Belçika’da sürdürmüş hem de 2 yıl. Nejad futbol tüzüğünü Türkiye’ye kazandıran isim olmuş. Altay ve Karşıyaka ittihatçıların takımıdır. Altay ilk seneler fırtına gibi esmiş. Karşıyaka, Midilli ve Trablusgarp takımları arasında şampiyon olmuş. Aynı yıl Altay Ermeni takımı Armenion’u yenmiş. İngilizleri 4-3. Rum takımlarını ise 2-0 yenmeyi başarmış. O seneler bir maç akıllardan hiç çıkmamış. Evliyazade Nejad’ın da oynadığı maçta İtalyan Garibaldi’yi 10-0 yenmişler. Bu maçtan sonra İtalyan konsolosu İtalyan Milli Kahramanı Garibaldi küçük düşürüldü diye takımı kapatmış.
Altay’ın futbolcuları kulüplerine o kadar bağlıymış ki soyadı kanunu çıkınca hepsi soyisim olarak Altay istemişler. 9 Eylül 1922’de Fahreddin Paşa İzmir’i işgalden kurtarınca Altay soyadını o almış. Şerif Eraltay olmuş, Basri ÖzAltay Cemil ise Tuğaltay. Öylesine bir Altay sevgisiymiş ki bu Basri Özaltay bir Altay kongresinde konuşurken heyecanlanıp kürsüde vefat etmiş.
Altay’ın futbolcuları kulüplerine o kadar bağlıymış ki soyadı kanunu çıkınca hepsi soyisim olarak Altay istemişler. 9 Eylül 1922’de Fahreddin Paşa İzmir’i işgalden kurtarınca Altay soyadını o almış. Şerif Eraltay olmuş, Basri ÖzAltay Cemil ise Tuğaltay. Öylesine bir Altay sevgisiymiş ki bu Basri Özaltay bir Altay kongresinde konuşurken heyecanlanıp kürsüde vefat etmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder