Aziz Yıldırım ile Tayfur Havutçu'nun kısa bir süre sonra serbest kalacağı konuşuluyorken Portekizli yardımcı antrenör görece sessiz sedasız takımla çalışmalara başladı. Portekizli olması takımdaki Portekizli oyuncu çokluğundan başka birşey değil tabii. Çünkü gelen ismi ben tanıyorum diyebilecek insan sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Futbolculuk yaşamında geldiği en yüksek nokta Porto (bir sene oynamış ama tutunamamış), teknik direktörlük kariyeri ise bir Portekiz finali (Leisuare yüksek ihtimal yanlış yazdım ama böyle birşey) ile sınırlı. Fakat bunda hiç yerilecek bir taraf yok. Bence oldukça güzel. Çok başarılı bir ismin gelmesi hem Tayfur'u rahatsız eder, hem beklentileri yüksek tutar, hem de medyanın hedefi yapardı.
Sessiz sedasız işini yapsın. Biz önümüzü kış tuttuk yaz çıkarsa bahtımıza. Ben böyle isimlerin başarılı olma ihtimallerini daha yüksek buluyorum. Bilmiyorum dikkatimi çektiği için mi ama sessiz sedasız gelen çok isim var başarılı olmuş.
Önümüzdeki haftalarda alacağı başarılı sonuçlarla Tayfur'un önünü kapatma ihtimalinin olduğunu düşünüyorum. Tayfur'un arkasında yalandan durulduğunun hepimiz farkındayız. Beşiktaş düşene vurmaz ya! Tayfur'un seneye bu takımı çalıştırma ihtimali ne yazık ki artık yok. Sadece vefasızlıkla suçlanmamak için Tayfur'u destekliyor gibi görülüyorlar.
İşin bir de Beşiktaş'a dokunan noktasını düşününce bu kulübün ne kadar şannsız, kısmetsiz olduğunu görüyoruz. Tarihinin en iddialı kadrosunu Schuster'e teslim edip yarım sezondan biraz daha fazlasına tahammül gösterilip takım öz evlat Tayfur ile devam edecekken onun da yarım kalan serüvenini bu kez Portekizli tamamlayacak. Yaklaşık iki sene aldığın yıldızlardan, yakalanan heyecandan gerek kendi hataların gerek konjonktür gereği verim alamıyorken hala Kobe peşinde koşup imaja yatırım yapmaya da devam edilmesi de ayrı bir vaka.
Bir kere de şu transferleri, imaj çalışmalarını ekonomiye, sportif başarıya çevirelim artık. Hep PR, hep imaj, hep duruş, her algı yaratma...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder