Çok güzel bir atasözümüz var; "Ayağını yorganına göre uzatmak", bir de deyimimiz; "Şapkayı önüne koyup düşünmek". İlki yaşanacak olaylardan önce önlem almak amaçlı, ikincisi ise alınmayan önlemler sonrasında yapılması gereken erdemli davranış biçimi. Eğer yorganı denildiği gibi kullanmazsanız ya ayaklarınız dışarıda kalır, mideyi üşütürsünüz ya da onları kapatayım derken kıçınız açıkta kalır kabuslar görürsünüz. Şapkayı da önünüze koymamakta diretirseniz gün gelir şapka düşer kel görünür.
Beşiktaş'ımızın yorganına uygun hareket edilmiyor son yıllarda. Hep bir taraflarımız açıkta. Rüyalarla avutuluyoruz, uyanınca üşüyoruz. Şapkada da amblem var ama Beşiktaş'ın B'si hep arka fonda kalıyor. Önlerde reklamlar.
Bu sene de birileri geldi, birileri gitti hem futbol hem de basketbol takımımıza. Voleybol zaten kimsenin umurunda değil. Hentbolda isimsiz kahramanlar başarıya doymadan yollarına aç (!) olarak devam ediyor. Stat muamma, Adidas artık vermiyor forma...
2012'de her şeyden önce Beşiktaş'ı duymak ve görmek istiyoruz. Kim gelmiş, kim gitmiş mühim değil. Sadece biri var, o gitsin yeter (!)...
Bütün Beşiktaşlılar için 'pınarbaşı' tadında bir yıl olsun...
1 yorum:
O "biri" gitsin, ekibiyle birlikte gitsin, gölgesi de kalmasın kulüpte... Ancak yarın "kurtar bizi baba" denilmemesi lazım. Yalnız o "biri"nin fiziki olarak gitmesi değil, anlayışının da gitmesi lazım...
Artık takımımı tanıyamıyorum. Benim gönül verdiğim Beşiktaşımla bu Beşiktaş aynı değil...
Yorum Gönder