Futbol kulüplerimiz kurumsal olmakla, kulüpleri bir profesyonel gibi yönettiklerini iddia ederek övünüyorlardı bir zamanlar. Kurumsal olmak, sportif a.ş adını almak, borsaya açılmak... Bu sihirli sözler futbolseverler için bir anlam ifade ediyor mu?
Futbol basit oyundur ilkesi, futbolun amatör tarafı kimilerimizi daha çok ilgilendiriyor. Hele hele Türkiye'deki şu başarısız kulüp yönetimlerini görünce hepsi havada kalıyor, iş dünyası terimlerini futbolun içinde kullanmak isteyenler adeta kocaman bir .öt oluyor.
Yukarıda yarım yamalak da olsa bir iddia var evet. Bu iddiamı en çok destekleyen insanı ben isim vermeden anlatmaya çalışacağım.
Charles Fombrun adında bir adam bundan 26 yıl önce itibar kelimesinin altını öyle bir doldurmuş ki, onun tanımını Türkçeleştirenlerden okuyunca, "Ulan bu hayatta herşey itibardan ibaretmiş be" demekten alamıyor insan kendini. Fombrun demiş ki: "İtibar, finansal değerle yakından ilişkilidir. İyi itibar sermayeyi, kaliteli elemanları, müşterileri ve tüm iş ortaklarının desteğini mıknatıs gibi kendine çeker. Sonuçta iyi itibar kârlılık getirir." (Daha da var ama ben burada kesiyorum tatmin eder diye)
Aslında "İtibar bir davetiyedir" diyor. Herkese gönderirsin bu davetiyeyi. Ne kadar sevilirsen o kadar geri dönüş alırsın diye yorumluyorum ben.
Bu ifadeye bakınca itibardan anladığımız para=itibar gibi algılanabilir. Mesela "Türkiye'de en çok itibarı kim görür?" diye sorsak sokakta, "Paraya itibar ederler Türkiye'de" denilebilir. Doğru mudur? Kısmen doğrudur ama öyle adamlar vardır ki parasıyla bile itibar oluşturamaz, hatta itibarını iki paralık yapabilir insanların gözünde. Türkiye'de parayla insanları eğen büken bile varken, parasıyla rezil olanları da görünce şaşırıyor tabi insan.
Şimdi kurumsal bir yapı oluşturmak ve bu kurumsal yapının rakipleri karşısında başarılı olabilmesi için çok sağlam bir itibarı olması gerektiği açıktır. Bu kulüp yönetimi için de böyledir. Esnaf için de, otobüs firması için de, otel için de, siyasetçi için de.
En çok üstünde durulması gereken itibar yönetimleridir. En iyi bu noktadan analiz yapılabilir. Bir blogger için bile farklı değildir durum. Blogların ne kadar yorum aldıkları değil, ne derece kaliteli yorum aldıkları önemlidir. Radyolarında öyledir mesela... Para, reyting, nicelik yalandır yalan...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder