Ertuğrul Sağlam'ın basın toplantısını televizyondan takip ederken -her ne kadar kendisi için doğrusunu yapsa da- üzülmedik değil. Bu noktaya getiren kimdi derseniz, tek kelimeyle Ertuğrul Sağlam'dı. Liverpool maçı sonrası bıraksaydı Ertuğrul Sağlam o kötü fotoğrafıda vermeyecekti bizlere. Hani şu 8-0'lık Liverpool maçı sonrasındaki açıklamalar esnasında Yıldırım Demirören'in önünde el pençe durması gibi. Burada kendinden ödün verdi Ertuğrul. Gebe kaldı Demirören'e. Hiç mi ders almadı Rıza Hoca'dan. Onunda arkasındaydı, alnından öpüyordu, yanağından makas alıyordu Yıldırım Demirören. Hadi bunu da geçtik. Bu takımdan öyle futbolcular gitti ki ağzını açıp tek kelime etti mi Ertuğrul. Mesela Murat Şahin tek ayağıyla oynadığı maçlardan sonra gönderildi. O sessiz sedasız gitti. Kimseye birşey demedi. O sevmiyor muydu Beşiktaş'ı. Hadi bunu da geçtik. Koray'a ne demeli? Geçen sene şampiyonluğun kaçmasının bir nedeni de Koray'ın takımdan gitmesiydi. Bunu yaza yaza gazete köşeleri eskimedi mi? O Beşiktaşlı değil miydi? Hadi bunu da geçtik. Fahri'ye ne demeli? Bir telefon mesajıyla öğrendiği transferi sonrasında kusura bakma demekten başka birşey gelmedi mi aklına Sağlam'ın. Fahri'ye yazık değil miydi? Televizyonda Ertuğrul Sağlam konuşurken içimiz acıdı tabii ki. O da eminiz ki gönülden Beşiktaşlı ve para hırsı hiçbir zaman onun sevgisinin önüne geçemez. O yalan haberlere inandığımızda yok. Yalan birgün doğruya yeniliyor zaten. Su akar yolunu bulur. Beşiktaş'a hizmetleri için teşekkür etmesi gereken isim Yıldırım Demirören'dir. Basın toplantısında yanında olmalıydı. Bunu beklemek böyle bir başkandan elbette ütopya. Gelirken yanında dur fotoğraf çektir. Giderken yanında olma. Bu nasıl Beşiktaşlılık. Ertuğrul için önceki düşünceleriniz yalanmış demek ki. Adama bir teşekkür etmek bu kadar zor mu? Lucescu ile görüşülmesi gerçektende hoş değil. Ertuğrul Sağlam'a ayıp edilmiş. O bu kadarını hak etmedi. Adam gibi adamdı gerçekten bu alemdekilere kıyasla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder