19 Nisan 2010 Pazartesi

Maç Öncesi Gördüklerim ve Sezon Finali

İş sebebiyle ne yazık ki Fenerbahçe tribününden izlemek zorunda kaldığım maçın saha içini yazmadan önce birebir şahit olduğum bir olayı buradan aktarmak boynumun borcu. Fenerium Tribünü'nün migros tarafındaki girişinden saat 18:50 gibi girdim. Ben girdikten sonra merdivenleri ağır ağır çıkarken arkamdan giren 3 kişi polisle tartışmaya başladılar sonra "sen kimsin", "sen nasıl beni itersin", "Beşiktaşlı mıdır nedir?" gibi cümlelerle polise iyiden iyiye giydirmeye başladılar. Derken polislerden biri bu bağıran kel kafalı 35-40 yaşlarındaki abinin boğazına sarıldı. O sırada itiş kakışa giren bu kel kafalıyla birlikte 3 kişi 10 polisle iyiden iyiye itişmeye başladı. Polis dışarıya atmaya çalışırken bu abiler dışarıya çıkmamak için direndiler. Tam o sırada içlerinden biri sakallı ve küpeli olan amire vurdu ama şimşek hızında gerçekleşen bu tokatımsı yumruğa zannediyorum bir ben bir vuran bir de yiyen şahit oldu. İşin garibi vuran kişi hepimizin tanıdığı Nejat İşler. Saç sakal birbirine karışmış ve polislerden hiçbiri bu adamı tanımadılar. Amir sersemlerken Nejat İşler bu boşluktan istifade edip ağır adımlarla polislerin arasından sıyrılıp yanımdan merdivenleri çıkmaya başladı. Amir yakalayın şunu bana vurdu demesiyle birlikte ortalık karıştı. Polisler aynen filmlerdeki gibi "Yakalayın şunu kaçmasın" diye biz vatandaşlardan yardım isteyince elimde çekirdekle maça girmeye hazırlanan ben 1-2 sn tereddüt edip bir atak yapayım dediysem de Nejat İşler kaçamayacağını anlamış olmalı ki ellerini kaldırıp merdivenlerden aşağıya tekrar inmeye başladı. "Lan acaba film seti mi bu ne lan böyle" diye düşünürken etrafta da kamera aramaya başladım. Film seti olmadığını anladım. Çünkü film seti olsa polis bu şahsın ağzını burnunu kırardı. Polis kolundan tutup eşlik edince ben uyandım ki film seti değilmiş!!! -Burada ince bir gönderme yapayım dedim ama yazı sanatı zor iş başarabildim mi bilmiyorum-Bu sırada polis anlayamadığım bir şekilde Nejat İşler'e sert kullanmadı. Nejat İşler yerden yatan arkadaşlarına "siktir edin maça girmeyelim direnmeyin arkadaşlar" dediyse de arkadaşları yerde polisin ayaklarının dibinde hala maça girmek için direniyorlardı. Sonrasında bu kadar aksiyon yeter diyerek maça girdim ki önüme beyaz bir balon düştü. Galatasaray maçında yaptıkları organizasyonun bir benzerini köpek ve kemik iması ile bize uyarlamışlar. Yönetimin bilgisi olmadan bu balonların içeri sokulmasına hatta içeri sokulurken polisin "ne var bu balonlarda" dememesine de hayret ettiğimi söylemeliyim. İnönü Stadyumu'nda maça girerken ekmek arasına bile bakan bu polisin iş Fenerium tribünü olunca ne kadar da yumuşak olduğuna inanamazsınız. Sindirenlerde sinenlerde utansın. Adalet terazisi orada farklı burada farklı olunca taraftardan da anlayış beklemesinler.

Tribüne girdiğimde Beşiktaş tarafında ilk dikkatimi çeken şey alt kattaki taraftar sayısıydı. Önceleri tıklım tıklım olan alt taraf bu maç daha seyrekti. Bir anlam veremedim. Maç içinde son yılların adeti olan sürekli 3'lü çekme işi Fenerbahçe tribünlerinin hayli canını sıktı. Maça giden Beşiktaşlıların ağzına sağlık.

Saha içinde oyuncuların genel profiline baktığımızda bal yapmayan arı kovanını görsek de belirli bölümlerde Fenerbahçe'yi sahasına hapseden Beşiktaş'ın bu skorla sahadan ayrılması çok üzücü. En azından 1 puan almak hakkıydı gibi geliyor. Koca sezonu orta sahanın ortasında bir beyni olmadan bitiren Beşiktaş'ın bu haftaya kadar şampiyonluk için oynuyor olması bile başarı aslına bakarsanız. Sol bek Tello'nun oyun kuruculuğunda bu kadar oluyor işte. Yusuf'un sol açık oynamadığı maçta pozisyon bulmakta zorluk çekmemiz de ayrı bir komedi. Yani pozisyonsuzluğumuzu kimileri de Yusuf'un sol açık oynamamasına bağlayacak olması Beşiktaş'ın en büyük zaafı zaten. Kadro da mevkilerin karşılığını verecek isimler yok ne yazık ki. Bu sezon bitti bir şekilde. Bundan sonra çıkıp topunu oynasın Beşiktaş'ım. En azından CL'ye gitmek için bir de Bursa'yı Bursa'da yenmek için saldırsın Beşiktaş'ım.

4 yorum:

yuki the zorba dedi ki...

ben dun o tribunde gorduklerimden sonra haysiyetsizliklerini buyukluk diye satan bu kopeklerin samoiyonlugunu degil, kafasizliklarindan besiktasa sardirmis mankafalarin sampiyonlugunu yeglerim...

1903 dedi ki...

Fenerbahçe'nin şampiyon olması için Bursa'yı Bursa'da yenmemize gerek kalmayacak bence. Zaten Bursa'nın bol bol puan kaybını izleyeceğiz önümüzdeki haftalarda. Kalsa da yenelim derim ben:) Beşiktaş'ın rakibi Bursa değil Fenerbahçe'dir bu kadar da küçülmeyelim diyorsanız ona da saygım var, doğrudur, Bursa da kim ola evet ama ben Bursa'nın olmasını yine de istemiyorum.

Major dedi ki...

nejat işler olayı maçı gölgeleyecek cinstenmiş resmen. fotograf falan cekseydin büyük skandal olarak basında çıkardı.. =)

B U Z G İ B İ G O L dedi ki...

aziz ligin son haftası yutkunmalıdır... onca lobi faaliyeti, onca strateji, onca bizans sonrasında yutkunmalıdır hemde... bursayı yenelim yada yenmeyelim... bursa son yıllarda didiştiğimiz takım olsun yada olmasın... hiç umurumda değil... aziz yutkunmalıdır!!!