29 Kasım 2010 Pazartesi

Güle Güle Rezil Deplasman Tribünü

Hayatımda ilk kez Ali Sami Yen'den mutlu ayrıldım. Hiç nasip olmamış bir Galatasaray galibiyeti görmek bu stadyumda. Eğer biraz daha cesaretli oynansa, Quaresma olsa daha farklı bir skor yakalamak da mümkünmüş. Önceleri hep tribünler iyi ama takım kötü olur, maç sonu arkadaşlardan gelen telefonlardaki "Oğlum deli bağırdınız, televizyondan felaket sesiniz geldi" gibi konuşmalar teselli olurdu evimize giderken.

Tribünlerin aynı başarısından bahsedemeyeceğim zira 5 dakika boyunca omuz omuza yapmak için çırpınıp yapamamak ve sürekli omuz omuza diye bağırıldığını ben hiç hatırlamıyorum. Maçtan önce Alen'in başına gelenler sonrası sete çıkmanın birinci dereceden risk taşıdığı ortamda, lidersiz tribünden başka birşey beklemek de insafsızlık tabii. Ali Sami Yen'de 2-0 öne geçip makara yapamamak da canımızı sıkmadı değil.

Saha içerisinde ise Galatasaray'ı hiç bu kadar aciz görmemiştim. Saldırmak isteyip de saldıramayan bir Galatasaray'a çok şaşırdım. Bir ara orta sahalarına göz gezdirince felaketin boyutları gözler önüne seriliyordu zaten. Guti, Necip, Ernst, Aurelio'ya karşı Ayhan, Cana, Barış.

Son olarak aşağıdaki videoda Asabi Sedat'ın tekmelerine dikkat:) (Turkuaz montlu)


Hiç yorum yok: