Beşiktaş'ın sahadaki genel görüntüsü bana Mustafa Denizli'nin Beşiktaş'ını hatırlatıyor. Çok da şaşırmamak lazım. Hem Mustafa Denizli hem de Tayfur Havutçu Alman ekolünü benimsemiş, o tip oyuncularla daha başarılı olacaklarına inanmış teknik adamlar. Bugün Denizli'nin takımında da ilk tercih Ernst ile Necip olurdu kuşkusuz. Konya karşısında Beşiktaş'tan kazanma azmini sahaya yansıtmasını beklemek saflık. Maça keyfi çıkan takımı gazlamak da çok zor. Burada Tayfur'u suçlamak haksızlık. Nitekim Quaresma'nın Ekrem'i ilk yarı boyunca ne kadar yorduğunu söylemeye gerek yok. Golü yediği atak da dahil olmak üzere her tehlike sağ taraftan geldi. Quaresma'dan böyle bir maçta defans yapmasını beklersek daha çok bekleriz. Tayfur Havutçu'nun göreve geldiğinden bu yana yapmaması gereken tek bir hareket vardı onu da geçtiğimiz günlerde gazetelerde gördük. Guti bu performansıyla oynamaz dedi. Ne olursa olsun Ernst ve Necip'in orta sahada yer aldığı kadroda her zaman Guti oynar. Tayfur Havutçu için konuştuğum her arkadaşım yıldızları nasıl oynatacak diye soruyordu. Ben bir sorun yaşamayacağını düşünüyordum. Fakat Guti'ye olan yaklaşımı medya üzerinden olmamalıydı. Yani Fernandes'in yapması gerekenleri Guti eminim 40 yaşında da yapacaktır. Ernst sonrasında Aurelio ve Necip'in yaptığını 20 metre ileride bu kez Fernandes yapınca Simao nereye bindireceğini şaşırdı. Gören eden var mı? Sadece Quaresman'ın ters kanata attığı bir top var koca ilk yarı.
İkinci yarı kapanan Konya'nın üzerine gitmekte büyük sıkıntı yaşandı. 4-2-3-1'in ikilisi öndeki 3'lüden daha çok top yapınca rakibi sıkıştırmayı bırakın yarı sahasında top yapmakta dahi zorlandık. Küme düşme tehlikesi yaşayan takım skoru korumaya çalışırken pozisyon bulamadık. Tek sıkıcı tarafı takımın bu kadar isteksiz olmasıydı.
Nihat-Quaresma kavgası çok konuşulur. Hemen orada ayıran Simao ile Fernandes'e helal olsun. Pas alamadı diye arkadaşın sitem edebilir. Messi olsan hakkın yok böyle davranmaya. Nihat'a helal olsun.
Kupa finali gelse de takımın asıldığı bir maç izlesek.
İkinci yarı kapanan Konya'nın üzerine gitmekte büyük sıkıntı yaşandı. 4-2-3-1'in ikilisi öndeki 3'lüden daha çok top yapınca rakibi sıkıştırmayı bırakın yarı sahasında top yapmakta dahi zorlandık. Küme düşme tehlikesi yaşayan takım skoru korumaya çalışırken pozisyon bulamadık. Tek sıkıcı tarafı takımın bu kadar isteksiz olmasıydı.
Nihat-Quaresma kavgası çok konuşulur. Hemen orada ayıran Simao ile Fernandes'e helal olsun. Pas alamadı diye arkadaşın sitem edebilir. Messi olsan hakkın yok böyle davranmaya. Nihat'a helal olsun.
Kupa finali gelse de takımın asıldığı bir maç izlesek.
2 yorum:
Ben hiç sevmem "arkadaşa aynen katılıyorum" cümlesini kullanmayı da kardeşim, aynen katılıyorum yahu elimde değil.Nihat'a bu şekilde destek veren hatta haklı diyen bir siz oldunuz şu saate kadar.Milletin argümanı Nihat zaten kullanamıyor topu. Q7 golleri dizdi tabii, haklılar böyle düşünmekle.Bayıldığım diğer konu da Fernandes hakkındaki detaysız ama hedefi 12den vuran cümleleriniz. Umarım ileri de oynadığı son maçları içeren ve bize katkısını/zararını anlatan bir yazı yazarsınız.
sözkonusu olayda haklı olan taraf kesinlikle nihat. gereksiz şutu çeken quaresma, nihat'ın üstüne yürüyen de quaresma. halâ tepkiyi gören nihat. bunu anlamak güç. quaresma'yı takımın önüne geçirdi bir kısım görmemişler, adam ne yapsa yanına kâr kalıyor. asıl üzücü nokta bu.
Yorum Gönder