Stadın genel hali, tribünlerin fısıltısı hazırlık maçından öte değildi. Sanki İngiltere yedek takımıyla sahaya çıkmış gibiydi. İngiltere ilk dakikalarda çok çekingen ve rakibine göre bir oyun düzenini kabullenmiş görünüyordu. Başka türlü bir oyun yapısını kaldıracak ne oyuncu ne de o oyuncularda güven vardı. İlk 10 dakika özellikle kalesinde kötü sinyaller verdi. İlk iki yan topa çıkan Hart birini ıskaladı, diğerinde boşa çıktı.
Roy Hodgson Matteo'nun Chelsea'si gibi bir takımla mücadele veriyor. Her ne olursa olsun İngiltere gol pozisyonuna da giriyor ama tecrübesiz isimler nedeniyle sonuca gidemiyor. İngiltere'nin şu görüntüsü İrlanda'nın bir gömlek üstü. Fazlası değil. Fransa ise karşısında İngiltere yerine başka bir takımın forması
ile karşılaşsaydı maçı erkenden koparabilirdi. İngiltere forması onları da kontrollü oynamaya itti. Bunun neticesinde maçın en tehlikeli iki pozisyonunu da kendi kalelerinde gördüler. Golü bulan İngilizler haddini bilerek güven kazandılar ve biraz daha cesur Fransa'nın üzerine gitmeye başladılar. İvme kazanan güven, kalede Hart'a da güven aşıladı ve maçın kırılma anlarında yer alacak bir kurtarışa imza attı.Fakat güven tecrübe olmadan bir hiç. Kalabalık arasından Nasri'nin yerden şutunu hem de kapadığı köşeden içeri alması başka türlü açıklanamaz. Eskiden İngiltere kanatlardan organize gelir iki ortasından biri gol olurdu gibi bir beklenti içinde değiliz ama bu kadar kötüsünü de beklemiyorduk. Hem tribünde hem de sahada.
İkinci yarıda da değişen hiçbir şey yoktu. Maç o kadar keyifsizdi ki seyirciden çıt çıkmadan 5 dakika izledik. İkinci yarıda İngiltere ilk yarıdaki gibi rakibinin üzerine titrek ve az adamla giderken Fransa pas trafiğini de kaybedip İngiltere'nin atak olgunlaştımasını ve bu sırada top kayıplarıyla pozisyon arayışı içerisinde oldu. İngiltere ceza sahası önünde hentbol maçı paslaşmalarını görmek mümkündü bu fırsatl dakikalarında. Soldan sağa, sağdan sola ağır ağır...
Ve son olarak maçtan önce Mustafa Taha'nın blogunda rastladığım ve Guardian yazarı eski Tottenham menajeri David Pleat'e göre Chelsea'nin oyun planı böyle olmalı şemasını aynen paylaşmak isterim ve İngiltere'nin ne yapmaya çalıştığını daha net anlayabiliriz. Ribery dışında isimleri değiştirirsek İngiltere'nin oyun planını da çözmüş olacağız. Fransa ise İngiltere'yi yenemeyerek bu turnuvanın da hayal kırıklıkları durağında iner.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder