2010'da bu blogda kendisine aşağıdaki yazıyla veda etmiştik. Herkesi ağlatmıştı konuşmasında. Şimdi geri dönüş yolunda diyorlar. Hoşgelmiş. Çok ayıbımız var ilk gelişine dair. Çağırmadık tribüne, "söylesene bize hocam..." bestesiyle uğurladık. Halimizden anlayanı arıyoruz. O halden anlar. Hoşgeldin usta...
Beşiktaş'ın hayatımızdaki yerini tanımlasak kullanacağımız argümanlar arasında "Çocukluk Aşkı" eminim ilk sırada gelir. Benim Beşiktaşlı oluşum için çocukluk aşkı demek doğru olmaz ama eminim bir çoğumuzun böyledir. Dün işe dönerken radyoda NTVSpor dünkü basın toplantısına bağlandı. Mustafa Denizli'nin konuşması tek kelimeyle muhteşemdi. Kendisinin Beşiktaşlı oluşundan gelmeden önce şüphem yoktu zaten. Birçok arkadaşımın "Ulan bu adam Beşiktaşlı değil" dediğini de hatırlarım. Hatta bu adam Beşiktaşlı değil diye tribünlere de çağırmamıştık kendisini hatırlayalım. Dün radyoda kendisini dinlerken gözlerim doldu. Denizli, "Ben Fenerbahçe ve Galatasaray'ı çalıştırırken de hiç çekinmeden Beşiktaş'ın benim çocukluk aşkım olduğundan bahsederdim" dedi. Böyle ayrılmak istemediğini söylerken sesi titriyordu. Ben uzun yıllar kalmasından yanaydım. Keşke kalsaydı. Bu arada Yıldırım Bey'in duygusal konuşmaların ortasına "Biz başka bir teknik direktör ile görüşmedik. Görüştüler diyenler de şerefsizdir" sıkıştırmasını yaptığını zamanlamasının muhteşem:) olduğunu da söylemeliyim.
Büyük Mustafa böyle gitti. Allah sağlık sıhhat versin. Hakkını helal etsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder