Maç öncesinde Beşiktaş’ta bir derbi havası yoktu. Ateşi düşük, heyecanı az oluyor Galatasaray ile yaptığımız maçların. Bireysel olarak Fenerbahçe karşılaşmalarında daha agresif olur bizim taraftarımız ama ben kendi adıma çocukluğumun katili Galatasaray’dan daha çok nefret etmişimdir. Neyse bunlar derin konular. Semtte iki ileri bir geri yapıp saati 4 yapınca yola koyulmanın da vakti gelmişti. Köyiçinden Fulya’ya doğru bağıra çağıra, ama umutsuz bir yolculuk başlamıştı. Hava boktan, tribüncüler keyifsiz, bilet az, tanıdık ender simayla Sami Yen’e doğru giderken anladım ki Beşiktaş tribünleri için Galatasaray maçları bir deplasman ya da bir derbi havasında geçmiyor. Bunu stadyuma girince daha da iyi anlayabiliyorsunuz zaten. Galatasaray taraftarını anlamak mümkün değil. Herhalde onlar da bu maçı bir derbi olarak görmüyorlar. Stadlarında maç başlamadan önce çıt çıkmıyor. Hani biz santradan önce ardarda 5 tane 3’lü çekmesek gaza gelecekleri de yok.
Bir şekilde saati 19:00 yapıp maç başlayınca gördük ki Galatasaray hep bildiğimiz Galatasaray. Şansının yanında, iyi oyunlarıyla da Beşiktaş’a ve tribünlere siz rahat olun biz bu maçı her türlü alırızın sinyallerini verdi.
Rüştü elinden kaçırdı gol oldu. Tello gördü, Delagado attı. Biz tribünde coşup bağıracağız derken bir de baktık ki penaltı olmuş Galatasaray durumu 2-1 yapmış. Bundan sonrası için söyleyebileceğim en önemli nokta Fenerbahçe karşısındaki Beşiktaş’ın Galatasaray karşısında da ortaya çıkmasıdır. İlk yarının son 15 dakikası tek kale oynandı ve Beşiktaş gerçekten çok doğru bir oyun planı ile sahada yer aldı. Mustafa Denizli’yi herkes eleştiredursun bence Mustafa Denizli Beşiktaş için çok büyük bir şans. Bu takıma, camiaya, taraftara layık olduğu futbolu oynatacak birkaç hocadan biridir Denizli. Ama zaman lazım. Yıldırım Demirören’i de bu yüzden tebrik etmek lazım. Yaptığı en doğru iş. Devre arasında bu takımın buradan puanla döneceğine inanmayan yoktu tribünde. Her ne olduysa Delgado kırmızıyı yedi ve bize yine hüsran gözüktü. Takım 10 kişi kalmış ama yine de savaşmayı bırakmıyor. Bu da çok önemli bir nokta derbileri 11 kişi tamamlayamayan Beşiktaş kesinlikle ezilmedi. Ama gelen gollere de engel olamadı. 2 yiyip 1 atınca ve skorboardda da 4-2 yazınca ne yazık ki hem taraftarın hem de takımın hak etmediği bir tablo çıktı ortaya. Neticeye ayarlı Galatasaray taraftarı da başladı Beşiktaş tribünleri ile uğraşmaya. Dalganın bini bir para. Sürekli göndermeler. Zaten siyah beyazlılar gergin, bir de yağmur altında ara ara sesini çıkarmış statta, bu muameleyi kesinlikle hak etmiyor. Zaten bu a.k hayatında kim hak ettiğini buluyor ki.
Not:Fotoğrafları yarın ekleriz artık.
1 yorum:
akşam hava da bizimle beraberdi sanki..
şiddetin çoğaldığı dakikalarda yağmur da bizimle bağırdı ..
kendi bestesi söylenirken, maç bittikten sonra tahriklerle taraftar çıldırıp sağa sola saldırırken sizinleyim der gibi yağıyodu..
semt yolunda omuz omuzaydık sağanakla.. sırılsıklam etti sağolsun..
ıslanmışız donumuza kadar, hava buz gibi ve yağmur sağanak..
başımız dik, atkımız boynumuzda yürüyoruz yine..
istedik çok sevinmeyi bizde ama kader buysa eğer..
Ucunda ölüm olsa seveceğiz, geleceğiz yine..
Yorum Gönder