19 Ekim 2009 Pazartesi

Doping Kavgası Üzerine

Fenerbahçe'nin geçen seneki final serisinde Efes Pilsen'li Kerem Gönlüm'de doping çıkmasından sonraki açıklamaları üzerine Efes Bira Grubu'nun global markası Efes Pilsener'in, ULEB Avrupa Ligi ana sponsorluğunu 3 yıl uzatması konusuyla ilgili The Ritz Carlton Otel'de düzenlenen toplantıda, Efes Pilsen Kulübü Başkanı Tuncay Özilhan bir cevap verdi.

Buraya kadarı bir gazete haberi niteliğinde.

Şimdi Tuncay Özilhan'ın uzun konuşmasından bazı alıntılar yapalım...

-''Kerem Gönlüm konusunda hukuki sürecin devam ediyor olması nedeniyle, bugüne kadar basın bültenleriyle kamuoyunu bilgilendirmenin dışında bir açıklama yapmadık. Ancak Aziz Yıldırım'a atfen dün yayınlanan haberlere cevap verme zorunluluğunu hissediyorum. Aziz Yıldırım, çizmeyi aşmıştır. Kendisini aklı selime davet ediyorum''

-''Türk basketbolunun 33 yıldır hizmetinde olan, başarıları ve gerçekleştirdiği ilkleri ile anılan, yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da ULEB Avrupa Ligi, FIBA ve NBA nezdinde itibara sahip Efes Pilsen Kulübü ile ilgili bilgilerini gözden geçirmesinde fayda görüyorum. Eğer arzu ederse, basketbol tarihimizin 100 yılını anlatan ve camia tarafından çok beğenilen kitabımızı kendisine gönderebilirim. Böylece, Fenerbahçe takımında geçmişte ve günümüzde forma giyen basketbolcuların bazılarının çocuk yaşta geldikleri Efes Pilsen Kulübü'nden yetiştiklerini, bugün NBA ve Avrupa takımlarında başarıyla forma giyen sporcularımızın Efes Pilsen'den geçtiklerini de öğrenmiş olur. Ayrıca yine Efes Pilsen Kulübü'nün altyapısından başlayarak (A) takıma kadar yükselmiş, başarılar kazanmış, sadece Türkiye'de değil, Avrupa'nın büyük kulüplerinde antrenörlük yapmış ve yapmakta isimlerden de haberi olur.''

-"Kerem Gönlüm'de tespit edilen ''Cathine'' maddesinin hangi yolla alındığı konusunda bilgileri bulunmadığını ifade eden başkan Özilhan, şunları kaydetti: ''Araştırıyoruz. Bu işi bilenlere, farmokologlara danışıyoruz. Bildiği olan varsa gelsin paylaşsın. Ne olduğunu birlikte ortaya çıkaralım. Şunu açık ve net söylüyorum, Efes Pilsen Kulübü kurumsal yapısı ve etik anlayışı ile tanınmış bir kulüptür. Organize işlerin içinde hiçbir zaman olmamıştır. Asla olmayacaktır. Ne olduğunu, nasıl olduğunu araştırıyoruz. Bulduğumuzda da gereğini yapacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Kaldı ki Aziz Yıldırım önce kulübünün basketbol, voleybol, yüzme ve kürek gibi branşlardaki doping sabıkalarına baksın. Hatırlamakta zorluk çekerse, internette yapacağı kısa bir gezinti, anılarını tazelemesini sağlayacaktır.''

-"Aziz Yıldırım'ın söylediği ileri sürülen, ''Bir salon bile yapmadılar'' sözlerine değinen Tuncay Özilhan, ''Keşke sadece salon yaparak spora katkı yapılabilseydi. Evet, Fenerbahçe Kulübü salon yapıyor, ama biliyor musunuz ki, o salon aslında yapılması planlanan alışveriş merkezinin yan unsuru. Yani yapılacak alışveriş merkezinden jenere edilecek para ile yapılacak bir yatırım. Arsası da hediye ve tahsisli. Aynı şartlarla biz de bir salon yapmaya hazırız'' cümleleriyle yanıt verdi. "

Daha başka sözler de var ama bence en çarpıcı olanları seçtim.
En çok da son iki açıklama bölümleri dikkatimi çekti. Birisi Fenerbahçe'de meydana gelen doping vakalarına gönderme, diğeri ise Fenerbahçe'nin spor salonu yaptırması ile ilgili sözler.

Seyrantepe'deki stad inşaatı, Beşiktaş'ın stad inşaatı, Beşiktaş'ın plazaları ve yine Galatasaray'ın son günlerde aldığı antreman tesisleri arazisi ile ilgili en ufak iddiaları manşetlerine taşıyan basının bu sözlerin arkasını araştırıp nasıl haberler yapacağını gerçekten çok merak ediyorum.

Ben geçmişe dönük birkaç gazete haberi (genelde küçücük yerlere sıkışmış haberler) ekleyeyim başlangıç olarak.

- "Fenerbahçe'ye Yüzmede Doping şoku: Fenerbahçeli milli yüzücü Gizem Papila’da, rekor kırdığı yarış sonrası yapılan kontrolde yasaklı klenbuterol maddesine rastlandı."

- "Fenerbahçe'de doping skandalı: Fenerbahçe forması giyen 18 yaşındaki milli atlet Anıl Şenova'nın, geçen yıl Bursa'daki Türkiye Yıldızlar Şampiyonası'nda girdiği doping kontrollerinin pozitif sonuçlandığı ve genç sporcunun 2 yıl pistlerden men cezası aldığı öğrenildi."

- "Kürekte büyük Skandal: Fenerbahçeli kürekçinin doping numunesinde "esrar" maddesine rastlanınca milli takım kadrosundan çıkarıldı. Ancak Özkan Özdek adlı sporcu İtalya'da, hem de bir başkasının yerine yarıştı. İkinci gün durumu farkeden Dünya Anti-Doping Ajansı(WADA), sporcuları organizasyondan çıkarttı. Federasyon bu sporcunun kontrolünde esrar maddesi çıktığını Fenerbahçe Kulübü'ne bildirmesine rağmen, Fenerbahçe Kulübü ilginç yollar deneyerek Özkan Özdek'i hafta sonunda gerçekleştirilen İtalya'daki Piediluco Kürek Yarışları'nda yarıştırdı."

- "Fenerbahçe'nin basketbolcusunda DOPİNG çıktı...: ULEB Avrupa Ligi'nde 13 Aralık 2006'da Fenerbahçe'nin Aris takımı ile oynadığı maç sonrası Kambala'dan alınan idrar örneğinde, doping maddesine rastlanıldığı öğrenildi. (Bu doping nedeniyle 24 ay ceza aldı.)"

- "Burak Hascan, yani Fenerbahçe'nin takım kaptanı 21 Nisan 2007'de doping yaptığı gerekçesi ile önce iki yıl men cezası almış, tahkime yaptığı itirazı sonucu da bu ceza 10 aya indirilmiş. Aynı Burak Hascan yani Fenerbahçe voleybol takımı kaptanı 29 Nisan 2008 tarihinde yani dopingli yakalandığından 373 gün sonra bir kere daha dopingli çıkıyordu.Bunun sonucunda da yukarıda verdiğimiz 9 Ekim 2008'de ömür boyu cezaya çarptırılıyordu. Burak Hascan'ın kullandığı maddenin adı da Norandros Terone'dir.
NOT: Bu haberler, bu sporcuları karalamak yada ifşa etmek amacıyla değil; Tuncay Özilhan'ın gönderme yaptığı gazete haberlerini örneklemek için konmuştur. Bu sporculardan incelemesi hala devam edenler olabilir. Ancak buradaki sorun da zaten Tuncay Özilhan'ın henüz cezası belirlenmemiş bir sporcu hakkında Fenerbahçe Kulübü başkanının açıklamalar yapmasını eleştirmesidir. Suçu sabitlendiğinde ve cezası netleştiğinde Efes Pilsen'in takınacağı tavır belli olmadan sporcuyu ve kulübü karalayıcı söylemlerin yanlışlığıdır. Nitekim bu yazıya yapılan yorumda da yapılan eleştiri henüz suçu ve cezası sabitlenmemiş bir sporcu hakkında Kürek Federasyonu başkanının yaptığı aleyhte açıklamadır. Bu yazının yazılma sebebi de sadece gazete haberlerine ve bazı kişilerin yorumlarına dayanarak sporcuları ve kurumları eleştirmenin, karalamanın, yargılamanın ve ithamlarda bulunmanın yanlışlığına dikkat çekmektir. Efes Pilsen kulübünü ya da Kerem Gönlüm'ü savunmak değil. Kerem Gönlüm örneğine çok benzeyen Kaspars Kambala olayında da oyuncu Fenerbahçe'de oynadığı dönemde doping kullandığı sebitleşmiş, aldığı ceza sonrasında Fenerbahçe kendisi ile sözleşmesini fesh etmiştir. Bu olayda da kulübü suçlamak ve Organize Doping iddiasında bulunmak kimsenin hakkı olmadığı gibi Efes Pilsen kulübü ile ilgili de henüz sonuçlanmamış bir sürecin ortasında bu tip yorumlar yapmanın yanlışlığıdır vurgulanmak istenen.

3 yorum:

Aslan AKAYAN dedi ki...

Kürek kısmı tamamaen yalandır.

Kürek Şubesi’nden Remzi Tan’a Cevap
28 Nisan 2006 Cuma


Kürek Federasyonu Başkanı Remzi Tan,kulübümüz sporcusu Özkan Özdek’le ilgili gerçeklerle bağdaşmayan, ağır ithamlarda bulunmuştur.Bir emniyet görevlisi olarak kanunları bilmesi,gerek mesleği gerek Federasyon Başkanı sıfatıyla tarafsızlığını koruması gerektiği halde verdiği demeçlerde yasal bir nedene dayanmadan,kulübümüze yapılmış resmi bir tebligat ve verilmiş bir ceza kararı olmadan sporcumuzu ve kürek şubemizi yıpratmakta,dolayısıyla kürek sporuna zarar vermektedir.
27 Nisan 2006 tarihli Sabah gazetesinde son derece yakışıksız bir karikatürle beraber yayınlanan , baştan sona yanlış ve yalanlarla dolu Remzi Tan’ın açıklamalarıyla ilgili gerçekler aşağıda sıralanmıştır.
1-Sporcumuz Özkan Özdek’in numunesinde doping maddesine rastlanması ile ilgili kulübümüze veya sporcunun kendisine Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nden,Kürek Federasyonu’ndan veya Bağımsız Numune Alım Görevlileri Başkanlığı’ndan yapılmış herhangi bir tebligat,uyarı veya ceza bulunmamaktadır.
2-Özkan Özdek’le ilgili olarak WADA’ya(Uluslararası Doping Ajansı) Kürek Federasyonu’ndan yapılmış herhangi bir ihbar,başvuru,şikayet vs. yoktur.(Herhangi başka bir kurumdan da yoktur.)
3-Özkan Özdek 15-16 Nisan tarihlerinde (Remzi Tan’ın da hazır bulunduğu) Tuzla’da yapılan Deniz Harp Okulu Yarışlarına katılmış; ne Kürek Federasyonu ne de Merkez Hakem Kurulu herhangi bir itirazda bulunmamıştır!!
4-Özkan Özdek’in İtalya’da başka bir isim altında yarıştırılması söz konusu değildir.Birinci gün yarışlarına (Büyük Erkekler Tek Çifte SMA 1X).Fenerbahçe iki ekible katılmıştır(Berk Günbatı ve Özkan Özdek).İki sporcu da aynı yarışa katıldığına göre birbirlerinin yerine nasıl yarışırlar??? İkinci gün yarışlarında ise Remzi Tan bizzat kendisi sporcumuzla ilgili iddialarını İtalyan makamlarına saatler süren tartışmalarla yinelemiş,İtalyan makamların kendisinden belge istemelerine rağmen ısrarcı olmuş ve olayın daha da uzaması ve yarış saatinin sarkmaması amacıyla İtalyan makamların ricası üzerine kafile sorumlusu Özkan Özdek’i yarıştan çekmiş ve Fenerbahçe yarışlara tek ekible (Berk Günbatı) katılmıştır.( www.canottaggio.org)
5-İtalya’ da ki yarışlarda herhangi bir WADA yetkilisi bulunmadığı gibi,WADA’nın bir uyarısı,cezası veya sporcuyu yarıştan men etmesi tamamen Remzi Tan’ın hayal ürünüdür.
Sporcumuzun doping yaptığını kanıtlayan bir rapor olmadan,verilmiş bir ceza olmadan basın yolu ile sporcumuza ve şubemize yapmış olduğu çirkin saldırı ile ilgili maddi,manevi tüm hukuksal haklarımız saklı kalmak koşulu ile Remzi Tan’a soruyoruz.2000 yılında sizin Kürek Federasyonu Başkanı olduğunuz dönemde,Türkiye Şampiyonası’nda Galatasaraylı kürekçi Erkut Tınaz’ın numunesinde (A ve B) esrar maddesine rastlandı.Siz bu olayı örtbas ettiniz mi?Türkiye Şampiyonasında sekiz tek yarışında doping yaptığı kanıtlanan ve bu yarışın sonucuyla Galatasaray’ın şampiyon olduğu 2000 sezonunda,siz adı geçen sporcu,yönetici ve kulüble ilgili olarak ne gibi bir işlem yaptınız?
Özkan Özdek’in testlerinin sonuçları tamamlanmadan,herhangi cezai durumu olmadığını bilmenize rağmen,Türk Sporu’nu uluslararası platformda zor duruma düşüreceğinizi bile bile basına bu tip asılsız haberler sızdırmanızın altında Özkan Özdek’in Galatasaray’dan Fenerbahçe’ye transfer olmuş olması ve Deniz Harp Okulu Yarışlarında(15-16 nisan 2006) Galatasaray’lı tek çifteçi Levent Atıl’ı (2005 TR Şampiyonu) 15 sn farkla geçmiş olmasının eski bir Galatasaray Kürek Şubesi Kaptanı olarak sizi derinden rahatsız etmiş olması ihtimali var mıdır?

Kürek Şubesi Yönetimi

Arkhe dedi ki...

Tuncay Bey Fenerbahçe kendi dopingli sporcularına baksın buyurmuş. Türkiye'nin en fazla lisanslı sporcusu olan kulübünde elbette ki bireysel doping vakaları oluyor ve olacak. Fenerbahçe Efes Pilsen gibi 15 kişilik bir oyunucudan sorumlu değil. O sayının 100 katı sporcusu var her branşta. Hangi Fenerbahçeli dopingli çıkan oyuncunun ardında kulüp olarak durmuştur Fenerbahçe? Gizem Papila dopingli çıktığında maske takıp "Gizem Gönlümüzde" diye pankart mı açmıştır Fenerbahçe taraftarı?

Burak Hascan dopingli çıktığında Burak'ın iyi niyetinden karakterinden dem vurup neredeyse peygamber ilan eden bir Fenerbahçe yönetimi mi olmuştur? 15 kişilik bir "spor kulübü" olan Efes Pilsen de iki oyuncudan alınan numune de de aynı maddeye rastlanacak ama biz hesap soramayacağız, bir açıklama beklediğimizde ise bize haddini bildirme girişiminde bulunacak Bay Özilhan.

Fenerbahçe 100 yıl önce vergiden düşmek, reklam yapmak, ihracat yapmak için falan kurulmadı. Padişah jurnallerine, işgal kuvvetlerine, savaş şartlarına rağmen kuruldu, büyüdü ve Fenerbahçe oldu. Efes Pilsen diye bir şirket olmadan önce de Fenerbahçe'de basketbol oynanıyordu ve Efes Pilsen diye bir şirket kalmadığında da Fenerbahçe'de basketbol oynanıyor olacak.

http://papazincayiri.blogspot.com/2009/10/efes-pilsen-haddini-asyor.html

Sacripante Re dedi ki...

Burada tabi ki Tuncay Özilhan'ı savunacak değilim. Kaldı ki kendi adıma müessese takımlarının yerine spor kulüplerinin takımlarının olmasını, müesseselerin sponsor olarak spora katkılarının olması gerektiğini düşündüğüm bile söylenebilir. Ancak sayın Aziz Yıldırım'ın "Efes Pilsen küme düşürülmeli", "organize doping olayı var", "spora bir katkıları yok" gibi söylemleri çok adil bulmuyorum. Nasıl ki Kambala, Anıl Şenova, Anıl ya da diğer başka doping yapanlar yüzünden Fenerbahçe küme düşürülmediyse, Kerem Gönlüm olayını da Efes Pilsen kulübüne mal etmek doğru değildir. Kaldı ki Aziz Bey, bu açıklamaları yaparken henüz Kerem Gönlüm'ün cezası sabitleşmemiştir. Benim bu yazıyı ekleme sebebim de Kerem'i, Tuncay Özilhan'ı ya da Efes Pilsen kulübü savunmak değil, kişilerin yaptıkları suçlardan dolayı kulüpleri karalamanın ve saldırmanın çok doğru olmadığı düşüncesidir.