8 Ekim 2009 Perşembe

Karagümrük Yanıyor:)


Beşiktaş'ın başına geçmiş başkanların siyasi görüşleri üzerine fikir bildirmemiş, olaya hiç o taraftan bakmamış olmama rağmen Beşiktaş başkanlığında bir ilk yaşanacak gibi duruyor. Hikmet Çetin'in siyasi geçmişini anlatmaya gerek yok. Oğlu da büyük bir rastlantı değilse Forza'da da yorum yapmakta. İkisi de iyi Beşiktaşlı. Yavuz Donat'ın iki yıl önce yazdığı bir yazıyla noktalayalım.
Hikmet Çetin salı akşamı "ders çalıştı." "İstanbul konuşmalarını" hazırladı. Ancak saat 21.45'te çalışmasına "maç molası" verdi. TV'nin karşısına geçti. Beşiktaş "ilk golü" yedi. Hikmet Çetin önemsemedi. "Şimdi bir gol de biz atarız" dedi. Ama Beşiktaş "ikinci golü yiyince..." Çetin sinirlendi. TV'yi kapattı. Hikmet Çetin: - Kapattım zira sinirlerim bozuldu... İstanbul konuşmalarımı hazırlamakta zorlanacaktım... Dikkatim dağılacaktı... Ve maçın ikinci yarısını seyretmedim... Fakat... "Fakat" maçtan sonra Hikmet Çetin'e Amerika'dan bir telefon gelmez mi? Karşısında "isyanları oynayan ve hıçkırıklarla ağlayan" oğlu Arın Çetin. - Baba biliyor musun? - Bilmiyorum Arın. - Baba 8-0... Olamaz baba. - Nee, 8-0 mı?.. Şaka mı? - Baba tarihi hezimet... Baba ne olacak Beşiktaş'ın hali?.. Kulübe kim el koyacak?.. Amerika'da maçı TV'den izlerken hasta oldum. Dün "kıdemli Beşiktaşlı" Hikmet Çetin üzgündü: * Mesele yenilmek değil... İyi oynarsın ve yenilirsin... Biz de şapka çıkarır, ayakta alkışlarız. * Ama hiç oynamayacaksın... İşte bu olmaz... Milyonları üzmeye hakları yok.

Hiç yorum yok: