Takır takır top oynamak ne demekse Beşiktaş'ın bu geceki oyunu da o demekti. Bu takımın Ankaragücü'ne yenildiğine inanamıyorum. Hiç haketmediğimiz bir sonuç aldık. Takımın eleştirilebilecek tek tarafı vardı. O da Schuster'in ütopik dünyasında gizli. Beşiktaş'a öyle bir futbol oynatıyor ki kazanmak öncelikli değil. Güzel futbol, rakibe top göstermeme, sürekli ayağa pas, bilinçli futbol oynama azmi... Uzun pas atanın takımdan kesileceği, bir gol olacaksa 35 pas sonrasında kabul görmesi gibi psikopat bir düşünceye hizmet eden bir takım görüntüsü vardı.
Bu kadar sabırla top oynayan takımın hedefi olmadığı kesin. Takım halinde sinirleri alınmış futbolcuların. Gole gitmek için bu kadar ideale yakın futbol oynamaya çalışmak büyük disiplin işi. Helal olsun.
Ben bu akşam Schuster'in "1960 futbolu" teriminden neler kastettiğini anladım. Schuster güneş devletini yaratabilecek mi? Bunun cevabı artık Avrupa Ligi'nde.
(Ben Beşiktaş'ın şampiyonluk hesapları yapacağını söylemiştim. Yanılmışım.)
2 yorum:
Yine aynı soru geliyor aklıma, seneye maçları nerede oynayacağız?
Aslında biliyorum... Olimpiyat Allah kahretsin!
Açıkçası ben kadroda sorun yaşanacağını düşünüyordum. Hatta hatırlarsan bir mail atmıştım "Beşiktaş 11'i bu mu?" diye.
O mailde de şu anki kadro yapısına yakın tahminlerimi dizmiş, bu kadro yapısı ile savunmada sorunlar yaşayacağını, sakatlık veya ceza olduğunda önde de sıkıntılar olabileceğini belirtmiştim.
Şu ana kadar haklı çıktım gibi.
Bundan sonra işler daha da zor olacak sanırım. Bu kadro yapısı bazı maçlarda çok fark atar ama birçok maçta da yenilecek hatta bazılarından fark bile yiyebilecektir kanımca...
Yorum Gönder