12 Kasım 2009 Perşembe

Kaan Koç-Alper Dülgerci

Çok uzun senelerdir evimize Hürriyet girer. Çocukluktan bu yana da sabah kalkar kalkmaz merakla spor sayfalarına takılırdı gözlerim. Vedat Okyar'ın yazılarına bayılırdım, her BJK maçı sonrasında merakla tüm köşe yazısını hatim ederdim. Her köşesi benim için önemliydi Hürriyet'in. Zeki Hızdil'i bile okurdum. At yarışından anlamasam bile Hürriyet'in spor sayfası başkaydı. Ben futbol sevgisini o sayfalarda kazandım. Sonraları İsmail Er diye bir adam BJK haberleri yapmaya başlayınca ya da benim gözüme daha çok batmaya başlayınca soğumaya başladım. Üniversite zamanı memleket meseleleri daha önemli gelmeye başlayınca da hiç bakmamaya başladım spor sayfalarına Hürriyet'in. Arada sırada Sıddık Turgut'un hazırladığı Salı günü yazıları gözüme çarpardı. Sonraları Altan Tanrıkulu'nun en arka sayfa yazılarını okumaya başladım neden arka sayfalara attıklarını bilmeden. O da yazmamaya başlayınca iyice soğudum. Ali Naci Küçük, İsmail Er... Açmadı hiç. Yazdıkları benim gördüklerimden yorumladıklarımdan farklı olamadı. Ercan Saatçi'nin köşesini görünce kaçardım. Mehmet Çiftçi önderliğinde spor eki çıkınca umutlandım ama umudum da çok kısa sürdü. Orada da Alp Ulagay'dan umutluydum ama her iyi adam gibi ona da yol verdiler. Kim varsa okuduğum, sevdiğim alayı uzaklaştı Hürriyet spordan. Bazen futbol yazmıştır belki diye Yavuz Bayer'in köşesine bile dadandım. Yok artık bu sayfalar okunmaz bu gazetenin spor sayfaları adam olmaz dediğimde hiç beklemediğimiz bir adamın sorumluluk almasıyla yeni yeni yazarlar çıktı karşımıza. Basketbol yazan Alper Dülgerci ve futbol yazan - ya da hep bana mı denk geldi bilmem- Kaan Koç aldı başka bir yere taşıdı Hürriyet'in spor sayfalarını. Dün Real Madrid'in Alcorcon ile oynadığı maçın analizini okudum helal olsun dedim. Umutsuz Hürriyet'i ayağa kaldırdı yukarıda saydığım isimler. Bulunmaz hint kumaşı değiller, belki onlardan blog sayfalarında binlerce bulmak mümkün ama Hürriyet gibi bir gazetede fırsat bulmaları bile umut verici. Uzunca bir aradan sonra yeniden Hüriyet'in spor sayfalarını okumaya başladım. Ercan Saatçi'nin videosuna rağmen.

Hiç yorum yok: