2004 senesinde askere gitmeden önceki son maçımdı. İnönü'den otobüslere yola çıkmış, 'git git bitmeyen' yollarda Olimpiyat Stadı'na varmaya çalışırken tüketmiştik bütün enerjimizi. Galatasaray'ı 2-1 yendiğimiz o maçtan sonra "Bir daha gelmem ben buraya abi" dememe rağmen, Kasımpaşa ve İBB maçları için arkadaşlarımın ısrarlarını kıramayarak iki kere daha yolunu tuttum o stadın. Zamanında duvarlardan birine "Buraya stat yapanın..." diye yazan arkadaş zaten oralara kadar gelen her futbolseverin duygularına tercüman olmuş. Yüz bin kere tövbe eder yine şarap içeriz misali son kez yeminimi bozuşum da bu sene ki Süper Kupa Finali içindi. Artık hanıma yüzüm yok "Ben Olimpiyat Stadı'na gidiyorum" demeye. Beşiktaş için elbette dağlar delinir okyanuslar aşılır ama bugün rahatsızlığımın da sebebiyle izinliyim. Yeminim daha sonra illa ki bozulacaktır eminim ama bugünlük modum "evim güzel evim''.
Fotoğraf Ertuğrul Sağlam zamanında Fener maçı öncesi oynanan İBB maçından. Hani Ümraniye'den konvoylarla gidip de puansız döndüğümüz maçtan. Şampiyonluğa giderken bile sadece şu kadarını doldurabildiğimiz bir tribünde bugün yer alacakların önce ayaklarına sonra yüreklerine sağlık.
Fotoğraf: academybjk.com
1 yorum:
Tribün boş olur kanımca, bir elin parmaklarını geçmez gibime geliyor.
Hava fena, takım fena, stadın yeri fena, prestij maçı vs...
Yorum Gönder