18 Mart 2010 Perşembe

Hakem Atamalarına ve TS-GS Maçına Dair

Bu hakem atamalarını neye göre yapıyorlar çok merak ediyorum.. Baştan söyleyeyim; Yunus Yıldırım'ı hiç sevmem, hakemliğini de beğenmem.. Hakemliğini beğenmek kısmını geçersek, yönettiği maçlarda 3 galibiyet 6 mağlubiyet ve 4 beraberlik almışız (Trabzonspor), sevme şansım yok zaten şu sonuçlara bakınca :). Herhangi bir hakemle bu kadar kötü bir karnesi olan bir büyük takım daha olduğunu zannetmiyorum..Zira onlarda şu tablonun yarısı kadar bir durum oluşsa bir daha o hakemin o takımlardan birisinin maçını yönetmesine imkan yok.

Yunus Yıldırım'a dönersek; geçen seneki GS maçında da tribündeydim Avni Aker'de. Alanzinho'nun inanılmaz golüyle öne geçip akın akın da saldırırken önce stadın elektrikleri kesildi, hızımız da kesildi elektriklerle beraber..Sonrasında da gözünün önünde % 100 faul olan pozisyona hangi akla hizmet bilmiyorum ama faul çalmadı ve bir uzun topla yedik golü. Sonrasında da berabere bitti maç. (Yan hakemin uyarısıyla da olsa Yaser'e de çaktı kırmızıyı son dakikalarda, onu da belirtmemiş olmayalım). Bizim maçlardaki genel karnesine baktıktan sonra olaya bir de GS cephesinden bakacak olursak; Yunus Yıldırımla çoğu maçlarını kazanmışlar..Tek sıkıntıyı Ümit Karan'ın kırmızı kart gördüğü Sivas deplasmanında yaşamışlar ki orada da muhattapları yan hakemdi.

İşin hakem atamalarıyla alakalı -bana göre-asıl enteresan kısmına gelecek olursam; Yunus Yıldırım bu ligde en çok maç yöneten hakemlerden birtanesi, Galatasarayla da herhangi bir sorunu yok. Ancak geçen seneki Trabzonspor - Galatasaray maçından beri 1 tane bile Galatasaray maçı yönetmemiş ve görev aldığı ilk Galatasaray maçı yine bir Trabzonspor deplasmanı.. Pazar günü yine statta olacağım ve en az maçta olacaklar kadar hakemin de neler yapacağını merak ediyorum..

Hakemlerle alakalı son bir noktaya daha değinmek istiyorum; şu üst sıralardaki takımların maçlarını yöneten hakemlerin diğer maçları yöneten hakemlerden fazla para almaları da büyük saçmalık ve çok sakat bir durum.. "Üst sıralardaki takımlarla aram bozulmasın, yanlış bir kararım olacaksa da onların lehine olsun, hem daha popüler olurum hem de onları memnun edip maçlarını yönettikçe daha çok para kazanırım" diye dürtmüyo mudur şeytan hakemleri..? Dürttüğü hakemler kesin vardır.. Bu konunun şimdiye kadar kamuoyunda ciddi şekilde tartışılmaması da
bana çok garip geliyor. Ve bana göre bu saçmalığın kesinlikle değişmesi gerekiyor.
Maçla alakalı da 1-2 kelam edelim; 1903'le aynı şeylere inanmayı çok isterdim ama maalesef kaybetme ihtimalimiz yine çok yüksek. Bu sene Türkiyue Kupası dahil 4 büyük maçta 4 mağlubiyetimiz var, bu şanssızlığı kırmamız lazım ancak bence "O" maç "Bu" maç değil.. Umarım yanılan ben olurum.. Tek umudum Şenol Güneş'in Galatasaray'a karşı şansının BJK ve FB'ye göre daha çok tutması..

Hiç yorum yok: