Özhan Canaydın'ı bir kez gördüm. Galatasaray Lisesi'nde yapılan bir toplantıydı. Osmanlı torunları gibi uzun boylu klasik Türk yapısına aykırı bir duruşu vardı. Soğuk, sert bir adam gibi görünüyordu. O dönemlerde Galatasaray taraftarı kendisini pek sevmiyordu, takım da iyi gitmediğinden asık suratlıydı belki de. Galatasaray Lisesi'nin bahçesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlarken Mehmet adında bir muhabirin sorusuna inanılmaz sinirlenmişti. Kameralar kapandığında basmıştı kalayı herkesin içinde. 15-20 dakika sonra aynı muhabiri yanına çağırıp gönlünü de almıştı.
.
Ben sadece dışarıdan görünüşünü yazabilirim. Hakkında ahkam kesecek kadar tanıyamadık kendisini. 6-0'lık maçta alkışlamasını ben de anlayamamıştım. Hatta o gün çaresizlikten yaptığını düşünmüştüm. Şimdi dönüp bakınca tarihe çizik attığını görebiliyorum. O durumda rakibi alkışlayabilmek büyük olay. Her babayiğidin harcı değil. Süleyman Seba ekolünden bir başkandı bana göre. Mütevazi, gösterişi sevmeyen. Allah rahmet eylesin.
1 yorum:
"Beni liseye ve kulübe götürmeyin, işyerimin yanındaki camiide kılınsın namazım aile içinde sade bir tören düzenlensin yalnız.." şeklinde vasiyet etmiş.
Yorum Gönder