Trabzonspor denilince aklıma hep 2002 maçı ve meşaleler geliyor. Son dönemde tribün görselliği olarak eski günlerimizi yaşayamadığımızı düşünsem de doluluk olarak performansımız iyi. Bizim tribünün dolduğunu Yeni Açık üçüncü kattan anlıyorum. Bu sefer de hafta içi olmasına rağmen rakip tribün dahil her yer doluydu.
Maç yıldırım gibi başladı. Topun gittiği yeri takip etmekten kim nereye koşu yapıyor göremedim. Maçın başlarında golu bulmak gerçekten herkes için büyük mutluluk ve rahatlama sebebi. İkinci gole gelince, Onur hiç kafasına takmasın "nasıl yedim?" diye, biz de anlamadık o nasıl vuruştur, o nasıl goldür! Yırtık dondan çıkar gibi oldu. Onur ne kadar donup mala döndüyse biz de farklı değildik. Quaresma işte reyiz, oluyor böyle şeyler.
İkinci yarı daha bismillah demeden aynı tarife bize uygulandı. Direkten dönen toplar karşılıklıydı. 3-2 biter kanamalı maç olur demiştim 1903'e dediğim çıktı sayılır. Klasik Beşiktaş işte. Bir maç rahat ettik ya yeter! Sezon sonuna kadar kansere devam...
Almeida'nın ikinci yarıda direkten dönen pozisonunda duran toptaki hareketlenişi, Simao'nun serbest vuruşu, Fernandes'in ceza sahası dışından gönderdiği güzel şutlar gönlümüzü fethetti, gözlerimizi doldurdu.
Trabzon'lular "yedek takımla çıktık" geyiğini bir tarafa bıraksın, as takımla haftasonu Fener'in altında kalırlarsa o zaman kime çatacaklar merak ediyorum. Top yuvarlak sonradan mahçup olmamak için aklıma gelenleri yazmıyorum ama maçın sonucuna göre yine burada olacağım.
Bu arada 61. dakikada "üçlü" çekmek yerine anaaaaaauuuunamuuuuaaagoyayııııımmmmoooootııırabzooooon diye bağırsak daha güzel olurdu bence..
Gücenmeeeeee ...
2 yorum:
şjksadfhkjşasd yazının sonunda fena koptum be. hakkaten böyle yapmak lazımdı.
yani bir de on kişi bir araya geldi mi üçlü çekiliyor artık deli s.kiyle oynar gibi.. hani sabrisi bilmem kimi saçma sapan hareketler. utanmıyorlar da reyiz..
Yorum Gönder