Bu fotoğrafı özellikle koydum, çünkü haberin alt başlığı beni çok etkiledi. "Beşiktaş formasını sırtına geçiren" yazmışlar. Mecaz ya da mizah hedefleyerek yazmadılar belki ama bu kadar doğru bir anlatım da olamaz.
Evet o formayı sadece sırtına geçirdin!
Beşiktaş Müzesi'ni gezerken efsane futbolcularımızın son formaları ve kramponlarına bakıyordum. Bir jübile davetiyesi gördüm (yanlış hatırlamıyorsam Metin Tekin'indi, hatalıysam lütfen düzeltin), "yıllarca giydiğim Beşiktaş formasını üzerimden çıkarıp yüreğime giyeceğim bu gecede hepinizi yanımda görmek isterim" şeklinde bir cümle vardı. Tamamıyla doğru yazmamış olabilirim ama "formamı yüreğime giyeceğim" kısmını çok net hatırlıyorum.
Almeida'dan bir Madida, Amokachi, Nouma tadında yabancı oyuncu olsun beklentim yoktu. Fakat hiç olmazsa bize yakışır bir tavır sergileyeceğini umuyordum. Endüstriyel futbol yüzünden oyuncular artık tamamen kendi çıkarlarını düşünür haldeler. Fakat şükürler olsun ki hala amatör ruhla işini yapmaya devam eden Ernst gibi adamlar da İnönü'ye ayak basıyorlar.
Almeida'nın bu sene bize gelmesini şuna benzetiyorum; buluşmak istediğiniz kişinin işi çıkar da o anda telefona sarılıp ilk müsait olan kişi veya grubun yanına yancı olarak damlarsınız ya, hah işte tam olarak o! Aslında aklının ucundan bile geçmeyen bir yere, sırf "zaten sezon yarılanmış boş duracağıma gideyim takılayım" zihniyetiyle gelmiş bir adam. Her anlamıyla etkisiz eleman oldu, o şekilde de anılmaya mahkum kalacak. Kimsenin yüreğinde yer etmemiştir diye düşünüyorum. Belki takıma destek olmak adına 'Almeida 34' formasını alanlar pişmandır şimdi. Nihayetinde kalbimizden ve aklımızdan adı silinecek olan adamın adı sırtımızda da yazmasın!
Şimdi kendisine teklif yağıyormuş, yani o buluşamadığı kankaları çıkabilmiş dışarı ve çağırıyorlar 'hadi gel' diye. O da bulunduğu ortamdakileri çok kıllandırmadan 'bana müsaade' deyip gidecek şimdi.
Cordoba gibi uğurlanmayacağı gibi buraya geldiği zamanki gibi de karşılanmayacak gittiği yerde. Aslında içimden geçen şu, bu adam (veya buna benzer futbolcular) giderken, aynı gün Forlan (şu anda gündem olduğu için veya ona benzer futbolcular) transfer edilmiş olsun. Havaalanında yeni transferi kutlayan taraftarın arasından geçerek uçağına binsin. Kafasını koltuğa yaslasın, tüm yol boyunca gördüğü o kutlama ve karşılamayı düşünerek kendisini çok sevebilecek bir kitleyi nasıl arkasında bıraktığını düşünsün.
Çünkü iddiam şu ki buraya gelen yıldızlar dünyanın en iyi takımında oynamıyor olabilirler ama en çok sevilebilecekleri yerdeler.
Dolayısıyla tercih tamamen senin. O s.kindirik kalp işaretini de alıp gidebilirsin, mahsuru yok!
3 yorum:
Kendime yorum yazayım, ben bu golden sonra işaret yapan atlayan zıplayan Almeida, Guiza, Martins gibi dingillere kılım arkadaş. Attın tamam işin o neyin şovunu yapıyorsun?! Mesela ben satış işindeyim kotayı tutunca müdüre ya da müşteriye dönüp kalp yapıyor muyum yapmıyorum.. Ne skim iş ya..
Bence biraz abartı olmuş, hatta oldukça.. Onun avukatı değilim tabi de, takıma katkısı bence Bobo'dan fazla, özellikle topsuz ve gol pozisyonsuz oyunda. Oldukça fazla pres yapıyor, çok etkili top indiriyor ve ileride topu tutuyor. Ayrıca gol atmaya da başladı, takıma alışıyor. 7 golü buldu sanırım, ki bu sürede çok iyi. Ayrıca geldiği takımda da iyi bir performansı vardı, 10 gol atmıştı ilk yarıda. Bu da iyi.
Sizin sevmediğiniz şey adamın "soğukluğuysa", biraz garip, çünkü herkesin bir yapısı var.
Ha bir de, gol sevinci yapana da kızmak? İlginç..
@Shiprim
Bobo'yu da sevmiyorum ki :)
Biraz sıkıntı var bende farkındayım :) Bu arada bu adamlar gol atınca sevinmiyor musun desen, seviniyorum tabi ki gol goldür. Ama kıl oldum bir kere çok samimiyetsizler, kendilerine gösterilen alakayı haketmiyorlar diye düşünüyorum. Ayrıca şu da var, belki de biz fazla alaka gösteriyoruz, hatalı olan biziz. Bunu dersen de haksızsın demem..
Yorum Gönder