22 Şubat 2010 Pazartesi

Selena'dan Metin Oktay'a...

Maça yaklaşık kırk beş dakika kala falan girmiştim hehalde kapalı tribüne. Futbolcular sahada ısınırken bizim tibünden 'Selena' sesleri yükseliyordu. Yine 'Bin Bir Gece' bestesine benzer bir makara dönüyor sandım önce. Daha sonra canlandırdığı karakterden vazgeçip kendi esas isminin geçtiği, Arda'ya yönelik tazahürat başlayınca jeton düştü bende...

Anımsayan çıkar mı bilmem; senesini ben de çıkaramadım şimdi ama İbrahim Kutluay'ın Efes Pilsen'de oynadığı zamanlar. Ayhan Şahenk'de bir pota arkasını doldurmuş Beşiktaş'ı destekliyoruz. Amerikalılarımız o sene de canavar. Yenilmez armada Efes karşısında esiyoruz adeta. Takımla beraber biz de coşuyoruz ve farkın da yirmi küsür sayıya kadar çıkmasıyla sinirler geriliyor Efesli oyuncularda. Biz de fırsat bu fırsat (!) diyerek maçı salonda seyreden İbo'nun o dönemki kız arkadaşı (şimdiki eşinin adaşı) için besteye giriyoruz, bunlara beste demek de yanlış aslında sinkaf desek en doğrusu, "İbo p....., D... sermaye, Efes Pilsen olmuş k...e" diye gürlüyor salon. İbo çıldırıyor tabi, kim çıldırmaz ki. O sahada, ismi geçen kız arkadaşı az ötede onu izliyor. Hakeme veryansın ediyor ama basketbol maçlarında anons yok o zaman. Sadece bizim benchdekiler el kol hareketleriyle susturmaya çalışıyor pota arkasını. İşte o an İbo'nun pota arkasına bakışını ve gözleriyle bize neler demek istediğini sadece ben anlamış olabilirim belki de ama sonrasında neredeyse eline geçen her topu üç sayı çizgisin ötesinden bizim potaya sokması ve dakika dakika kapanan skorun Efes lehine dönüşüyle maç gidince sanırım herkes anlamış oldu.

Bu olay hiç aklımdan çıkmayan ve belki de moralini bozup oyuncuyu oyundan düşürme maksatlı yapılan bir eylem olsa da ters tepmesinin ne gibi sonuçlar doğuracağına en çarpıcı örnek olmuştu. Öncesi veya sonrasında benzer olay Hakan Şükür'ün başına gelmişti ve İnönü'deki bir maç öncesi bütün stat 'Boynuzlu Hakan' diye inlemişti. Bizde oynamadığı dönemde Alpay için keza daha beterleri yapılmıştı. Hakan duygusal bir adam olduğu için belki de etkilenip o maçta oynayamamış olsa da Alpay, İbo gibi hırslanarak gollerle cevap vermişti tribüne. Maçlarda zaman zaman futbolculara edilen küfürlerde sınırların aşılması tahrik sonucu oluyor. Misal Ayhan Akman örneğinde olduğu gibi. Ali Sami Yen'de yediğimiz bir gol sonrası kale arkasında bulunduğumuz yere kadar gelip küfür etmesiyle kendimi tellerde buluşum ve akabinde yediğim biber gazıyla savrulmuşluğum da var.

Dün akşam Arda'ya yönelik mevcut kız arkadaşıyla ilgili tezahüratları ben yediremiyorum. Basitlik geliyor. Hele ki ilk maçta Ali Sami Yen'e edilen küfürleri hiç yediremiyorum. Dün de maç sonrası Metin Oktay'a bile küfür edildiği söyleniyor. Küfür elbette tribünün demirbaşlarından. Yine bence tabi. Ya ya ya, şa şa şa modunda bir tribün istemem ama olayın kişisel boyuta inmesi ve tarihe yönelik saygısızlık biçiminde olması onur kırıcı. Bugün kim çıkıp da Baba Hakkı'ya, Süleyman Seba'ya küfür edilmesini hoş görebilir ki?

4 yorum:

forzaroma dedi ki...

Maç bitti çıkıyorduk tam o sırada yanlış duymadıysam kapalı üst kat o..... Çocuğu Ali Sami Yen Şeklide Gese lilere dönmüş tempo tutuyordu.Kulaklarıma inanamadım.Evet tabiki küfür tribünün demirbaşı ama bu tarz hemde ölmüş insanlar için edilen küfürler bizlere yakışmıyor.

selo dedi ki...

bende bugün yazımda değindim.
eğer kapalı tribündeysen eğer kavga çıktı bu yüzden ben yeter bağırmayın yakışıyormu size dedim ne diyosun lan diye üstümüze çullandılar.Saçma sapan olayılar.yazıklar olsun böyle küfür edenlere.

novembre11.blogspot.com

AcıbadeM dedi ki...

Kavga çıkarmaya bahane çok bizim tribünde malesef. Alt kattaydım maçın başında çıkan itiş kakışı gördüm.

Sacripante Re dedi ki...

Bir Galatasaraylı olarak bu yapılana inanamadım. Elbette tribünde zaman zaman küfür oluyor. Her tribünde küfürlü tezahuratlar dönüyor. Ama açıkçası ben hiç Seba'ya, Baba Hakkı'ya küfür eden bir tarafatar grubu görmedim.
Ali Sami Yen'e, Metin Oktay'a küfretmek nasıl bir duygu halidir hiç anlamam. Ama Beşiktaş taraftarına yakışmadığı kesin. Fenerbahçe tribünlerinde olsa daha az şaşırırdım ama o bile bir şaşkınlık yaratırdı. Başiktaş tribünlerinden gelen bu küfürler çok daha hezeyan yarattı ben de.
Kim yaparsa yapsın, kulüplerin tarihine mal olmuş ama bir o kadar da Türk futboluna katkı yapmış isimlere küfür etmek hiçbir duruşla açıklanamaz.
Çarşı'nın internet sitesinden bu olayı kınayan açıklaması, sessizlikle onaylamamasını ayrıca takdir ediyorum. Yakışanı budur...