Cumadan beri tüm rakiplerimiz geri düştükleri maçları kazandı. Hangisi iyi oynadı derseniz cevap hiçbiri. Maç sonrası verilen röportajlarda söyledikleri sözler de hemen hemen aynıydı; "İyi futboldan çok kazanmak önemli". Beşiktaş kötü başladığı sezonun ilk yarısının sonunu iyi getirmek üzereydi ki bunu da iyi oynayarak değil yeteri kadar oynayarak yapmıştı. Yani söylenenler doğruydu. Kötü oynayıp kazandığında bunu söylemek kabul edilebilir ama bu anlayışı bütün sezona yaymak mümkün olamaz.
Haftalar sonra ligde yenen golün yanında bir çok pozisyonu da kalemizde gördük bu maç. Öne geçtiğimiz anda üç puanı cebimize koyduğumuzu düşünmüştüm ama olmadı. Bobo çok hoş bir gol attı ama sonrasında yeteri kadar pozisyona giremedi. Diğer gol umudumuz Nihat pozisyona girdikçe biz depresyona giriyoruz. Fink Fener'e attığı golün bir benzerini atma hayallerinde. Ernst klasik çizgisinde. Ferrari şöyle Ekrem böyle diye gider tek tek yazarsak. Bir tek şeyi merak ediyorum biz haftalardır Delgado gelince kim gidecek diye boşa kafa mı patlatıyoruz acaba? Tabata yok ortada. Şu maçta bile skoru değiştirecek oyuncu olarak Uğur İnceman giriyor sonradan. Uğur İnceman deyince Fener'e ofsayttan attığı golden başka golü gelmiyor hemen aklımıza. Var bir iki tane de hatırlıyamıyorum ben. Nitekim bu maç da öyle geçip gidiyor. Bir atıp bir yiyor, iki puanı bırakıp dönüyoruz. Geçen sene Sivas'ın peşinden takibi sürdürüyorduk bu sene Kayseri'nin peşine takıldık. Nazar değdi, göze battı kapanan puan farkı, iki haftadır kayıplardayız. Haftaya son lig maçında fire vermeden ligin ilk yarısını zirvenin ortaklığında kapatıp, Manisa'yla hesabı kupa maçına bırakalım, bayram gibi yılbaşını da şen kutlayalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder