19 Aralık 2009 Cumartesi

Beş Dakikada Beşiktaş

Yağmurlu bir gün görmüştük de böylesini pek görmemiştik. Stada varana kadar ıslanmadık yerimiz kalmadı. Sahada da topun kendi ekseni etrafında bile döneceği kadar kuru bir yer yoktu. Paslaşmanın yerini topu dürtmek, ayak içi plaselerin yerini de burun vuruşların aldığı tam bir kör dövüşünü andıran mücadeleyle başladı maç. Topun kontrolü mümkün olmadığından oyunun kontrolü de kimsenin eline geçemedi bir türlü ama daha akıllı oynayan taraf Bursaspor'du. Beşiktaş yağmurdan etkilenip organize bir atak geliştiremezken Bursalıların özellikle uzun paslarla sağ kanattan etkili gelişlerini seyrettik. Bunlardan birinde de golü kalemizde gördük zaten.

'Allah Allah' nidalarının ardından 'Gollerin yağmur gibi gelsin Beşiktaş' diye bağırırken yediğimiz gol sonrası ikinci yarının başlamasıyla 'Yağmur durdu, sen durma. Saldır Beşiktaş!' şeklinde revize edilen tezahüratla birlikte biraz daha etkili oynamaya başlamıştı takım. Nihat yerini Nobre'ye bırakmış, devrede "Bu sahada anca Nobre oynar" diye aramızda konuştuğumuzdan biz de ümitlenmiştik gol için. Nitekim yağmurun dinip, sahanın nispeten hafiflemiş olması sonucu arzulanan oyun sahaya yansıtılabilince beş dakikada Beşiktaş yaparak öne geçmiştik. Gollerin birincisi Nobre'nin bu sezonki siftahı, ikincisi de kazandığımız ilk penaltı ile gelmişti. Üçüncüyü de İbrahim'in solda enfes hareketler sonrası ortasına ayak koyarak Bobo yazıyordu ki olmadı. İbo'ya yazık oldu.

İlk yarının son dakikasında Rüştü sakatlanarak yerini Korcan'a bırakınca içimize sıkıntı çökmüştü ama esas sıkıntılı dakikaları 76'da Ferrari çıktıktan sonra yaşamaya başladık. Üst üste kalemizde gördüğümüz pozisyonları savuşturamayınca beş dakikada lehimize çevirdiğimiz maçı son beş dakikada kaybetmiş olduk. Son golde Zapo'nun çılgın gibi koşarak kendi yedek kulübesinin önünde kayıp yaşadığı sevinç yadırganırken, Ertuğrul'un kurmaylarıyla toklaşarak yaşadığı mütevazi sevinç daha az burktu bizi.

Seri galibiyetlerle zirveye yapışan Beşiktaş dünkü yağmurla kayıp uzaklaştı biraz zirveden. Dün sadece yalandan ısınırken ıslanan Tabata ise kurunun yanında yaş da yanar misali Beşiktaş'a gelerek kendini yakmış gibi gözüküyor. Son maçların hiç birinde ona şans verilmemesi Manisa'da devre arasında son kez Beşiktaş eşortmanı altında izleyeceğimizin bir göstergesi sanki. Yedek soyunmaz da oynarsa ne olur blilemem. Son bir not da yağmurlu gecenin trbünlerinden. Hava koşulları sebebiyle özellikle açık tribünlerde büyük boşluklar göze çarparken eski açık tribünde kapalının hemen yan tarafındaki yeşilliler dikkatimizi çekti. Fotoğrafın sağ üst köşesindekiler görevli, onu anladık da pankartın hemen üst tarafında dağınık duranlar Bursalı gibi gözüküyordu uzaktan :)

2 yorum:

Pamukk dedi ki...

şu 'Allah Allah' tezahüratı uğursuz işte 3 maçtır, cska ile 4. sonuçları belli

AcıbadeM dedi ki...

Katılıyorum. Totemin kralını yapan tribünler ısrarcı ama bu tezahüratta. Revize edip edip söylüyoruz her maç...

"Allah Allah Allah Allah saldır Beşiktaş, Bizi güzel hayallere daldır Beşiktaş"